Dersim Bayragi..
Sey Riza

Dersim jenosidini
Anma Gunu
Her Yil

12 Temmuz

baner

Dersim Arastirmalari icin son derece onemli bir dergi Tarih dunyasindan Aliser Efendi hakkinda yazilan ve cok arastirmaci tarafindan atifta bulunulan yazi oldugu gibi orijinal bir sekilde asagidadir fotograflariyla birlikte.
Dergi genelde osmanli tarihini arastiran, kendi zamaninda “kaliteli” bir dergi olarak nitelendirebilinir ama biz Dersimliler icin onemli olan dergiyi cikaranlar olmali bunlardan biri Jandarma Albayi Nazmi sevgen’dir ve digeri de Niyazi Ahmet Banoglu, Banoglu gazateci-ajan sifatiyla katliama katilanlardir, bu iki sahis da Dersim jenosidinde aktif rol oynamislardir.
Jandarma Albayi Nazmi sevgen asker kokenli bir aileden gelmektedir ve siradan biri degildir o Dersimle diyebiliriz ki yasami boyunca ugrasan askerlerden biridir uzmanlik alani istihbarattir, Aliser efendinin olumunu buyuk ihtimal planliyandir, Aliser efendi katl edildikten sonra onun kitaplarina, el yazma defterlerine ve diger esyalarina el koyan turk devleti adina gene Jandarma Albayi Nazmi sevgeni gormekteyiz elimizde olan bir kac siiri yayinlayan da odur..
Aliser efendinin kesik basinin fotografini buyuk ihtimal cekende Jandarma Albayi Nazmi sevgendir sevgenin yazilarindan biliyoruz ki o Dersimin her seyiyle ilgilenmis ve belgelemistir.
Dersimin janosidinde onemli rol oyniyan bu adami tanimak gerek...

www.dersim.biz

Kaynak: Tarih Dunyasi Tarih: Yil 1 Sayi 9-- 15 Agustos 1951
kaleme alan :Jandarma Albayi Nazmi Sevgen
kunye

 

 tmp9A-1

Dersimin erkânı harbi diye anılan Alişiri öldüren gene Dersimli Zeynel

Yakın tarihin esrarla örtülü hâdiseleri ve

Koçkirili Alişir

Bu yazı, yakm tarihin şimdiye kadar bir esrar perdesiyle örtülü kalan Dersim isyanının içyüzünü aydınlatmaktadır ve bu isyanın elebaşılarından Alişir hakkında şayanı dikkat malûmat vermektedir. Şimdiye kadar hiçbir yerde neşredilmemiş malûmatı ihtiva eden yazı, aynı zamanda Cumhuriyet devri tarihini yazacak istikbalin tarihçisine son derece meraklı ve faydalı vesika teşkil edecektir.

Yazan: NAZMİ SEVGEN

(Yazı ve resimlerin iktibas hakkı mahfuzdur)

Dersim'in tarihçei seyyiatmda böyle bir isim de vardır:

Alişir, öldüğü zaman «-9 Temmuz 1937» tahminen elli beş yaşlarında idi. Alişiri ilk defa siyaset ve mel'anet sahasında, Koçgiri aşireti reisi Mustafa (Paşa) nın kâtibi olarak görüyoruz. Dersim havalisinde tanınması, birinci Büyük Harpte Erzincanda Ruslarla teşriki mesai ettiği zamana tesadüf eder. Erzincanda Rusların et müteahhidi olarak ortaya

çıkan Alişir, Rus komutanlığından orduya sığır mubayaa etmek üzere yediyüz Türk altın: yanma da bir manga kadar Rus askeri ve or mekkâre almış, Munzur dağlarını aştıktar sonra Rusların elinden hayvanlarını gasb V€ askerlerden de üçünü esir ederek Dersim< yürümüştür. Bu hâdise, esasen Türk düşmanı olan Erzincandaki Rus komutanı Lahof'uı büsbütün Türkler aleyhine harekete geçmesine sebep olmuştur. *

    clip_image004                                          

 Alişir, karisi Zarife ile, dağlarda silâhlı gezdikleri zaman

Alişir, Dersime geldikten sonra «Ovacık»-daki milis alayının kâtibi olmuş, alayın Rusları önlemek üzere Munzur dağı mıntakasına hareketinde beraber gitmiş, bir müddet de «Sebil Baba Dağı»nda kalmıştır.

Büyük Harpten sonra Koçkiri'ye avdet eden Alişir, eski vazifesi olan Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa «Paşa» nm oğlu Alişan Beyin kâtibliğini deruhde etmiştir. İşte Alişiri burada, memleket ve devlet aleyhindeki hareketlerin başında bir dimağ olarak görmek üzereyiz. Alişiri, Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa «Paşa» kendisinde bazı istidadlar görerek yetiştirmiş, onu bilhassa sık sık Dersime göndererek Dersim aşiretleri üzerinde müessir ve faal olmasını temin etmiştir.

Alişir; zeki, fesadcı ve cesurdur. Çok güzel Türkçe okur, yazar. Dersimde elimize geçmiş bir çok siyasî ve hicvâmiz manzumeleri vardır. Kendisine bu diyarın halaskarı süsünü vermiş, daima öyle görünmek istemiştir. Onda Kürdlük fikir ve emelleri de vardır. İşte bu fikir ve emellerdir ki, büyük harp mütarekesini müteakip Alişiri, bütün kirli ve fesadcı emellerile ortaya çıkarmıştır.

Sevr muahedesine, Kürdlerin ekseriyet teşkil ettikleri yerlere muhtariyet idare verileceği mealinde bir madde konulmuş olması Kürdleri ümidlere düşürmüştü. Bu sırada Koçgirili Mustafa «Paşa» nın oğlu Haydar Bey İstanbula 'giderek Kürd Teali Cemiyetine girmiş, Koçgiri'ye avdetinde «Ümraniye» de cemiyetin bir şubesini açmıştı. Şubenin riyasetini de deruhde eden Haydar Bey, Dersimdeki aşiret reislerile sair müteneffizle-ri, Koçgirinin ileri gelenlerini cemiyete kaydetmiş, Kürd amaline müteallik eserlerle beraber cemiyetin naşiri efkârı olan Kürdçe «Jin» gazetesini de getirterek işe bu noktadan hız vermişti. İyi bilmek lâzımdır ki, Haydar Bey bu işleri yapacak, başarabilecek bir a-dam değildir. Perdenin arkasında Alişir vardır, asıl faal, muharrik olan odur.

Nihayet Alişiri, 1920 senesi Martında maskelerini atarak, hakikî siyasî hüviyetile Dersimde Ovacık ve Hozatta halka tahrikâmiz hitabeler verirken görüyoruz. Yanında Refa-hiyenin Şadilli aşireti Reisi (Paşa Bey) ve arkadaşları var. Alişir, bu cür'eti Kürd Teali Cemiyeti Reisi Abdülkadir'den almıştır. Çünkü Dersime gelmeden bir müddet evvel, Koç-kiri'nin Armudan köyünden Mıgırdıç isminde bir Ermeniyi sureti mahsusada İstanbula göndermiş, bu vasıta ile Seyyid Abdülkadirden talimat almıştır.

Alişir, Dersimdeki konuşmalarını Türkçe yapmıştır. Dersimliler ve Koçgirililer «Zaza»-ca konuşurlar. Fakat aralarında lehçe farkı vardır. Bu sebeple Koçgirili Zaza Dersimli Za-zanın söylediğini anlayamaz (1). Alişir, Kürdçe de yazmış, şiirler söylemiştir. Bunlar da ayni sebeple Dersimde yer tutmamış, okuna-mamış, bellenememiştir. Bunun içindir ki, A-lişirin fikrî faaliyeti Dersimi çorak bulmuştur,

Alişir; fesadcı sözlerile Ovacık ve Hozatta tahmin ettiği alâka ve temayülü bula(1) Muhterem okuyucularımıza, yakında bu sahifelerde Zaza tarihi, folkloru, lisanı hakkında uzun boylu malûmat vereceğiz.

clip_image006 

Alişirin uzttn müddet sığındığı Munzur dağları ve içine girilmez mağaraları

mamıştır. Dersim denizinde fırtına' ancak kendi reislerinin işaretile kopar. Zaten Der-simliler daha evvel, büyük devletlere telgraf çekerek Osmanlı hükümetinden ayrılmak istemediklerini bildirmişlerdi. Alişir, buna da bir sebep bulmakta gecikmedi. Denildi ki, Osmanlı memurlarının tesirile, Dersimliler hakikî emellerini izhar edememişlerdir. Maksadla-rı müstakil Kürdistan Hükümetine iltihak etmek ve onun özünü teşkil etmektir. Alişir tarafından bu mealde hazırlanan muhtıra Kürd Teali cemiyeti vasıtasile büyük devletlere gönderildi. Ne garip tecellidir ki, bu sırada Koçgiri aşireti reislerinden Alişan Bey Refahiye kaymakamlığı vekâletinde bulunuyor, kardeşi Haydar Beyin ve bilhassa Alişirin siyasî faaliyetlerinden güya habersiz, onlarla tamamen alâkasız bulunuyordu.

Alişirin Dersimde ektiği fesad tohumları bu sırada filiz vermeğe, tesirini göstermeğe başladı. «Ezcümle Ovacık kazasının Tarpazin nahiyesi eski Müdürü Mustafa Ağa, Kemah köylerine gelerek asker toplanmasına Padişahın emri olmadığını, Dersimlilerin asker ver-miyeceklerini, Kemahlıların da vermemelerini» tenbih etti ve bunu temine çalıştı. Artık isyan fikri umumileşmişti.

Elâziz Vilâyetinden, garbî Dersim aşiretlerine bir nasihat hey'eti gönderildi. Hey'etin

izamını zaaf nişanesi addeden Şeyh Hasanlı ağaları, giden zevata karşı çok barid davrandılar ve şu yolda cevap verdiler:

(Sevr muahedesi mucibince Elâziz, Di-yarıbekir, Bitlis, Van vilâyetlerinde müstakil bir Kürdistan teşekkül etmesi lâzım geliyor. Bu teşkil edilmelidir. Aksi takdirde bu hakkı silâh kuvvetile alacağız.) dediler. Birkaç bin Dersimli'nin Sivas vilâyetine hücum ve orayı işgalden sonra Ankara üzerine yürüyeceklerini ifşa eylediler ve faaliyete girişerek her tarafta yağmacılığa başladılar. Ezcümle Belican nahiyesinin Karaibo köyünden Deli Esad oğlu Rifat yirmi kadar avenesile, ahalisi Türk olan Günlü çiftliğini bastı, sekenesinin bir çoğunu öldürdükten, emvalini de yağma ettikten sonra çiftlik halkına hitaben: «Siz er-menilere yaptınız, biz de size yapıyoruz. Dersim aşiretleri geliyor. Biz Sivası işgal edeceğiz ve sonra Ankaraya gidip millî hükümeti «buna kongre diyorlardı» de devireceğiz.» dedi.

20 Teşrinievvel - 1336 tarihinde Dersim aşiretlerinden Bezgâr aşireti şakileri Giresun-dan Kemaliyeye gelmekte olan bir yolcu kafilesini Kuruçay'ın Kımhu mevkiinde soydular. Civarda askerî kuvvetler olmadığından Refahiye Kaymakam vekili Alişan Bey yüz kadar atlı ile güya bu eşkiyanın tedibine gitti. Fakat bunları tedibe bedel, talan edilen eşya ve emvalin mühim bir kısmını kendine ayırarak maiyetinden on iki atlı ile Dersime savuştu.» (2)

Koçgiri hâdisesinin teşrihi ve izahı mev-zuumuza dahil değildir. Bu sebeple biz yine Alişirin siyasî faaliyet ve şekavetini takip ve hulâsa etmeğe devam ediyoruz.

Koçgiri hâdisesinin başlangıcında Alişir de Efendisi Alişan Bey gibi yine Dersime geldi. Çünkü Koçgiri hazırdı. Koçgiri ile beraber Dersimi de hazırlamak ve müştereken harekete geçirmek lâzımdı.

Nihayet Alişir, naili meram olmuştu. 8 Mart - 1921 de Koç uşağı aşireti Reisi Bra İbrahim'i tahrik ederek onu iki yüz kadar a-venesile beraberine alıp Kemahm Hoğus köyüne gelmiş, Polis Munzur nammdaki sergerdeyi yüz kadar maiyetile Üskübürk köyüne sevketmişti. Bu sırada o havalide bulunan Kemah Kaymakamile jandarma komutanını bir baskınla esir etmişler ve 9 Mart - 1921 günü her iki eşkıya kümesi Terkilok köyünde yerleştikten sonra bu mmtakada faaliyetlerine devam etmişlerdir.

Kuruçay Kaymakamı Talât Beyin Kuru-çaym Sime köyünde bulunduğunu haber alan eşkiya, oraya yürüyerek Talât Beyi tutmuş ve soymuşlardır. Cür'etlerini arttıran bu hâdise üzerine Kuruçaya yürümüşler, hükümet dairelerini yağma ve memurları esir ede-rek alıp götürmüşlerdir. Bu mel'unane ve bâ-ğiyane hareketlerin sebep ve âmili Alişirdir. Mevcudu beş yüze yakın olan ve Alişirin komutasında bulunan bu güruhu 14 Mart - 1921 de Ümraniye'ye yürürken görüyoruz. Alişirin peşine takıp sürüklediği Dersim kuvayi -muavenesi! Koçgirinin merkezine doğru yaklaşmaktadır.

Dikkate şayandır ki, âsilerin Büyük Millet Meclisine çektikleri telgraf da Alişirin de imzası vardır. Kendisine çok cazib bir de sıfat eklemiştir: Sâdattan Alişir.. Telgrafın suretini veriyoruz. Çünkü bu Alişîrin kaleminden çıkmıştır. O, böyle bir yazı işini 27 Mart-1937 tarihinde Sin'e vukubulan taarruzu müteakip, maslûb Seyyid Rızanın Elâzıkda dördüncü umumî müfettişliğe gönderdiği arizeyi de yazmak suretile tekrar yapmıştır. Böyle siyasî ve manalı yazılarda melekesi vardır: Büyük Millet Meclisi Riyasetine

clip_image008 

Alişir ile karısını öldürmek için Zeynel ile beraber hareket eden ve Zarifenin bir kurşunu ile ölen Vank'lı Efendi
(2) Erzincan, Ali Kemalî, sahife 154.

Nefsi Zara hariç olmak üzere ekseriyeti azimes! Kürdlerle meskûn olan Koçgiri kaza-ile Divriği, Refahiye, Kuruçay, Kemah kaza-Jarının mümtaz bir vilâyet haline ifrağ ve teşkilile yerli Kürdlerden bir valinin tayini, memurini adliye ve mülkiyenin yine vazifeleri başında bulunması.

Koçgiri Aşireti Reisi Mehmed Naki

Sâdattan Dersim Aşairi Rüesasından Alişir          Muştama, Seyid Han, Mahmut Munzur

Nihayet devletin kahir ve kadir eli 24 Nisan 1921 de Koçgiri hâdisesini yerinde söndürmüş, Alişir de mukadder olan âkibetinden bir müddet için kendisini kurtararak Dersime firar ve iltica etmişti. Dersime firar tarihi olan Nisan 1921 den ölüm tarihi olan 9 Temmuz 1937 tarihine kadar on altı sene zarfında Alişir, Tuncelide hemen hiç bir siyasî faaliyette bulunmamış, fakat o tarihten itibaren maslûb Seyyid Rızanın da yanından ayrılmamıştır. Bu sebeple onu yine maskelenmiş olarak Seyyid Rızanın arkasında görmek

clip_image010 

Alişirin ibret verici akıbeti: Başı, Zeynel tarafından kesildikten sonra...

kabildir. Bu sırada fırsat buldukça gizliden gizliye halkı tahrik ve teşciden fariğ olmamıştır. Onun biraz da tahrikâmiz olan Dersim hakkındaki şu manzumesi fikri mel'una-nesinin bariz bir tezahürüdür:

Gönül gel gezelim Munzur dağını
Ne hoş memlekettir ili Dersimin
Seyran eyliyelim Sultan dağını (1)
Ne hoş çiçektir gülü Dersimin
Nice Padişahlar geldi cihana İli almak için düştü gümana (2)
Her bir bir çeşit atmış bir yana
Kesilmemiş kıylü kali Dersimin (

* * *

Arslanlar yurdudur tilkiler girmez
Gerçekler sırrıdır akıllar ermez
Evliyalar gülüdür zalimler dermez (3)
Ona bağlıdır yolu Dersimin

* * *

Merdan-ı Hüdaya kim ki yaklaşır
İmdada kavuşur, hemen ulaşır
 Cûşa gelir, şimşek gibi savaşır
 Etrafı yıkar seli Dersimin

Aşair cömerd Hakkın rahına
Sultan Munzur durmuş kıblegâhına
Sultan Baba derler onun Şahına
 Atılır topları beli (4) Dersimin

         * * *                                 

Takinin Şeyh Ahmed ced-i âlâsı
 Seyyid ile Şeyh Hasan onun binası
 Şükür Hakka geçmiş onların duası
 Cümleye üstündür eli Dersimin

Son kit'ada işaret ettiği «Taki»; nazmda kullandığı mahlasıdır. Alişir, yazılarında «Hatayı» mahlasını kullanan ve Azarî lehcesile* yazmış olan Şah İsmail Safevî'nin tesiri altındadır. Onu taklide yeltenmiştir. Yukarıya nakledilen «Dersim» manzumesi bu tesir ve taklidi çok güzel göstermektedir. Şah İsmail Safevî'nin:

Gönül ne gezersün seyran yerinde Alemde herşeyün olmayunca

(1)  Mecmuamızın gelecek sayısında okuyacağınız «Celâleddin Havariz Şah — Tacik Baba» isimli yazımızdaki Tacik Baba dağının bir adı da «Sultan Dağı»dır. Manzumenin biraz aşağısmdaki «Sultan Baba» da yine ayni dağdır.

(2)  İşkil, zan, şüphe,

(3)  Dermek: Toplamak,

manzu-

diye başİıyan bir nefesine, «Dersim» mesi ne kadar benzemektedir.

Alişir, mütareke günlerinde Koçgiriderı Dersime geldiği zaman yeni teşekkül etmekte olan millî hükümeti tezyif için şöyle birkaç Mısra da uydurmuş, bunu bir müddet elindeki sazına da söyletmiştir:

(Devamı 395 inci sahifede)

(4) Beli: Evet.

clip_image012 

Alişirin kendisine manzum bir mektup yazdığı Bahtiyar aşireti reisinin oğlu şaki ve maktul Şahin Fethi

Koç kir i li Alişir

Ayağımda kundura
Gittim, düştüm tandura
Padişahın haberi yok
Bunu eden kongra

Alişirin karısı Zarife de dikkate şayan bir tipdir. Kocasının mücadelesinde bu kadının tesiri çoktur. Kocasına silâhlı olarak her zaman refakat ve teşci etmiş, nihayet o da ko-casile beraber mukadder âkibete ermiş, fakat bu anda dahi Vank'lı Efendi namında birisinin canına kıymıştır.

Alişir, Dersime geldikten sonra bir müd-: det Ovacıkta, bir müddet Ağdat'da «bu köy Seyyid Rızanın doğduğu yerdir» Koç uşağı aşireti nezdinde kalmış, 1936 senesinde Abbasî uşağı aşireti mmtakasma gelerek 1936 kışını maslûb Seyyid Rızanın Şoson dağındaki damında ve kısmen de Vauk köyünde geçirmiştir. 1937 senesi ilkbaharında Kafat köyü civarındaki mağaraya geçmiş ve orada mu-hafazai hayata çalışmıştır.

Koç ve Ferhad uşağı aşiretlerine karşı devletçe ,- yapılan harekât ve neticesini bir manzumede toplamak istemiş, bunda devleti keklik'le senbolize etmiştir. Kendi yazısile elde ettiğimiz bu manzumenin bir kısmının burada fotoğrafisini veriyoruz:

Alişir, Dersimde iken Koçgiri'deki akra-basile muhabere etmiştir. Bilhassa yeğeni Mustafanın dikkate şayan bir mektubu elimize geçmiştir. Mustafa mektubunda, amcasına nasihat etmekte, devletin atıfetine sığınarak af dilemesini, dağlarda dolaşmaktan vazgeçmesini, bilhassa Tunceli kanununun neşrinden istifade etmesini tavsiye ve rica etmektedir. Başkaları da ayni tavsiyelerde bulunmuşlardır. -Metrûkâtı meyanında gördüğümüz bazı mektuplar bunu müeyyeddir. Fakat Alişir, mütemadiyen kaçmış, hesapsız seyyiatmm neticelerinden korkmuştur.

Alişir, Koçgiriden geldikten sonra Dersimde hiç bir işe karıştırılmamıştır. Bunun iki sebebi vardır:

1  — Aşiret Reislerinin, Alişirin mevkilerini işgal etmesinden korkarak onu yanlarına yaklaştırmamaları,

2  — Dersimde aşiretlerin ancak reislerine bağlı bulunmaları.

Buna rağmen Dersimde herkes ondan «Alişir Efendi» diyerek hürmetle bahsederdi.

Son zamanlarda bir mikdar keçi ve koyun tedarik ederek bunlardan istihsal ettiği ve hariçten aldığı yağları Hozat'a sevketmek, satmak suretile menfaat temin etmeğe başlamıştı. Metrukü ti meyanında tesadüf ettiğimiz bir kaç mektup yağ alış verişini göstermektedir. Halktan zahire toplayarak geçinmeğe çalıştığına güzel ve manzum bir misal daha veriyoruz. Alişir bu mektubu, Bahtiyar Aşireti Reisi Yusuf Ağanın oğlu şaki ve maktul Şahine yazmıştır. Hitab dikkate şayandır:

Yusuf Cemi! Bey Zade Şahin Fethi Beyefendiye

Ey hâin semavat, ey lem'ai şecaat, âli hem-i

menbaai sehavet

Zâtı kerem zatına eylerim arzı necat, selâm ve , 
dualarla ihtiramat

Sensin ezelden muhibb-i hanedan
 Sana şâyestedir hem şöhret ve şân

*  # *

Namın lâyıktır sânına nam-ı Bahtiyar
Daim muîn olsun Hayder-i Kerrar

*  * *

Bu sene zuhur etti bir darlık
Dağlarda yol işlemez mevsim karlık

* * *

İşte gönderdim Hazreti Teberi
Elbette halimizden verecek haberi

* * *

Emanet zahiresini Butkâne (1)

Kaldırmasan köyden büyük iane

* * *

Ummamız budur zatınızdan bu sene
 Hak kerimdir elbet gelecek sene

* * *

Ümid ile gönderdim bu manzum mektubu
Necabetin büyüktür bilirsiniz üslûbu

Alişir, 9 Temmuz - 1937 Cuma günü, Kafat köyü civarında karısı Zarife ile gizlenmiş olduğu mağarada, kendisi gibi Dersimin ta-rihçei seyyiatmda yeri ve adı bulunan Zeynel tarafından karısile beraber öldürülmek suretile mukadder akıbete ermiştir.

        Nazmı SEV GEN

(1) Bir köy ismi.