Dersim Bayragi..
Sey Riza

Dersim jenosidini
Anma Gunu
Her Yil

12 Temmuz

baner

Mehmet Bayrak’la

Roportaj: Barlas BEYAZTAS – šmit KAYA

Kaynak: Dersimde IKLIM Gazetesi

 

Alevili§in nereden gelip nereye gitti§i, ne oldu§u ve ne olmad§ tartŸmalar, scakl§n h?l? muhafaza ediyor. TartŸmalara iliŸkin, tabiri caiz ise, “her kafadan bir ses ‡kyor” denebilir. Biz bu s”yleŸi ile, araŸtran; bilgilere, belgelere ve bulgulara dayal olarak dŸnen kafalardan birinin sesini duyurmak istedik.
Niye Mehmet BAYRAK diye sorulabilir. Hollandal bilimadam Martin van Bruniessen’in tamamen katld§mz Ÿu s”zleri bu soruya yant oluŸturuyor: “Son yirmi senede Krt yayn ve araŸtrma hayatnda Mehmet Bayrak’n ‡ok ”nemli bir yeri var. Yaynlad§ dergi ve kitaplarla, toplad§ ve yapt§ araŸtrmalarla ”lmsz bir mekan kazanmŸtr.”
BAYRAK’n Alevilik ve Krtler ile Orta‡a§dan Modern €a§a Alevilik adl ‡alŸmalarna bir g”z atmak bile, hem Bruniessen’in tespitinin hem de bizim tercihimizin sebeplerinin anlaŸlmasn sa§layacaktr kansndayz.
Bu s”yleŸinin tartŸmalara bir katk sunmas umuduyla...
Barlas BEYAZTAž – šmit KAYA
Bir Do§al Din :
ALEV˜L˜K
Alevilerin kamusal alanda tannmaya baŸlamalar bir yandan yeni olanaklar sa§larken di§er yandan da cemaat i‡indeki farkllklar ve b”lnmŸlkleri de g”zler ”nne serdi. Bu, dine ve inanca bakŸa da yansyor. Bir kesim, daha ‡ok yaŸl kuŸaklar, “Alevilik ˜slamdr” hatta “hakiki Mslman biziz” diyor. Bir kesimse “Alevilik kendi baŸna bir inan‡tr, ama ˜slamdan etkilenmiŸtir” diyor. BaŸka bir grupsa “Alevilik yalnzca bir felsefe, bir yaŸam bi‡imidir” diyor. Sizce bu tanmlardan hangisi ger‡e§e daha yakn?
Alevilik, ‡ok uzunca zaman Trkiye’deki tabu konulardan biri oldu§u i‡in, a‡kca, ”zgrce tartŸlamyordu. TartŸlamad§ i‡in de ger‡ekten ne olup olmad§ ortaya konamyordu.
Benim araŸtrmalarm, kendi yaŸamm, elde etti§im bulgular Ÿunu g”steriyor: Alevilik kendine ”zg, ayr bir dindir. KuŸkusuz, inan‡, dini de tarikati de mezhebi de kucaklar, ama Alevili§in bir din oldu§unu ”zellikle vurgulamak istiyorum.
Dnya yznde insanlarn mensup oldu§u iki tr din vardr. Bunlardan bir tanesi ge‡miŸten bu yana insano§lu ile yaŸayp gelen do§al dinler’dir, ikincisi de semavi dinler’dir. Alevilik, do§al dinler kategorisinde yer alan kendine ”zg, ayr bir inan‡, ayr bir dindir. Semavi dinler’le herhangi bir alakas yoktur.
˜nsanlarmz, din denince mutlaka semavi dinler’i anladklar i‡in, Alevili§in ayr bir din olay olabilece§ini dŸnemiyorlar. Hemen “Alevinin allah kim, peygamberi kim” diyerek ortaya ‡kyorlar. Oysa do§al dinler diye bir kategori vardr ve bunlar h?l? yaŸyor. Alevilik de bunlardan bir tanesidir.
Alevilik semavi dinler’den ‡ok daha ”nceleri baŸlayan, yani ge‡miŸi Budizm’e de, Brahmanizm’e de Manihanizm’e de, ZerdŸtilik’e de, belli ”l‡de žamanizm’e de, Mazdek‡ilik’e de, Babek‡ilik’e de dayandrlabilecek bir din.
™te yandan komŸu dinlerden de bir takm Ÿeyler alp bir takm Ÿeyler vermiŸ. S”zgelimi Alevilik ile Hrstiyanlk arasndaki benzerli§in onda birini Alevilik’le Mslmanlk arasnda g”remezsiniz. Buna ra§men ˜slamiyet’ten de bir takm motifler, semboller alan, kendine ”zg, ayr, ba§msz bir dindir Alevilik. Bu sembollerin alnmas da do§al. En azndan 1400 – 1500 yllk bir tarihi var ˜slamiyet’in. žimdi bu co§rafyada yanyana, yerine g”re i‡i‡e yaŸanyor, dolaysyla ˜slamiyet’ten kimi motifler almŸ ve kendi i‡inde eritmiŸ. Nasl eritmiŸ? S”zgelimi Alevilik’teki Ali klt ile ˜slamiyet’teki Ali arasnda ‡ok byk bir fark vardr. Alevilik yeni, kendine ”zg bir Ali klt yaratmŸtr.
12 ˜mam olgusu da b”yledir. 12 ˜mam e§er Ehl-i Beyt’in soyundansa, onun ‡ocuklarysa bunlarn belki de 102 veya 1002 olmas gerekirdi. Oysa Alevilik bunu 12’de bitiriyor. Bakyorsunuz bunun Hrstiyanlk’ta bir karŸl§ var: 12 Havari. Yine Ahle Haq’larda, Yezidiler’de var bunun karŸl§. Yani 12 melek klt’ne ba§l dinlerin bir ‡o§unda bu 12 says egemen.
€ok a‡ktr ki ˜slamiyetin 5 žart vardr. Aleviler bu 5 žart’n hi‡birini yerine getirmezler. Alevilerin orucu vardr mesela, ama oru‡lar da ˜slamiyetinkinden tamamen ayrdr. Hacca gitmez, kelime-i Ÿehadet getirmez, namaz klmaz... ™te yandan Ament duasnda ifadesini bulan ˜mann žartlar var. Yani bir kiŸinin Mslman olabilmesi i‡in ayn zamanda imann, yani inancn Ÿartlarn kabul etmesi lazm. Ne diyor: “˜slamiyetin ”ng”rd§ gaybi tanrya inanrm, onun resulne inanrm, onun g”nderdi§i kitaba inanrm, ahiret gnne inanrm, hayrn ve Ÿerrin Allah’tan gelece§ine inanrm.” Alevi bunlarn hi‡birine inanmaz. Ne ˜slamn ne de ˜mann žartlar’n yerine getirir. Bundan dolay ayr bir inan‡tr, ayr bir dindir Alevilik. Dolaysyla, Alevili§i ˜slamn ”z, versiyonu, tarikat veya mezhebi olarak g”rmek son derece yanlŸtr.
Yani nasl bir rmak, bir k‡k su bir da§dan kopuyor, bir dere yata§nda ilerliyor, ilerledik‡e yeni sular eklenerek byyor, bydk‡e ge‡ti§i co§rafyann ”zelliklerine g”re bu su yeni bir tat, yeni bir renk alyor; iŸte Alevilik de aynen bu nehir gibi belli inan‡lardan, dinlerden, kltrlerden etkilenmiŸtir. YaŸad§ co§rafyadaki egemen halklardan ve kltrlerden bir takm Ÿeyler alarak, yeni bir kompozisyon olarak ortaya ‡kan, heterodoks, gizli bir dindir. Benim hareket noktam, yaklaŸmm budur.
DŸardan bakanlar Aleviler’in kendi i‡lerine kapank ve homojen oldu§u kansndalar, oysa ‡ok heterojen ve ‡eŸitli siyasi tutumlara sahipler Aleviler. Sizce dŸardan niye b”yle g”rnyor? Ve neden Aleviler kendi i‡lerinde b”yle b”lnmŸ durumdalar?
DŸardaki insann Alevili§i g”rmesi, zamirini anlamas ve de§erlendirmesi son derece zordur. Bilinen baskc y”ntemler dolays ile -ki bunlar ta Sel‡uklu’ya, Osmanl’ya hatta daha eskiye g”trmek mmkndr; Cumhuriyet d”neminde de Aleviler bask altndadr- kendilerini hi‡bir zaman serbest‡e ifade edememiŸler, tartŸp konuŸamamŸlar. ˜badetlerini serbest‡e yapamamŸlar. Bu yzden dŸardaki bir insann Alevili§i anlamas ger‡ekten mmkn de§il.
žimdi b”lnmŸlk olayna gelince. Alevilik yeni yeni tartŸlmaya baŸlannca bu g”rŸ ayrlklar su yzne ‡kyor. Bunlarn olmas son derece do§aldr. €nk bugne kadar Aleviler kendileri zerine tartŸp, yazp bir sonuca varamamŸlar. Bunun olana§ da olmamŸ bugne kadar. Bu yeni yaplyor, yani ‡ok gecikmeli olarak bu sre‡ yaŸanyor, dolaysyla da ”nemli g”rŸ ayrlklar ortaya ‡kyor.
˜lk soruda bahsetti§iniz yaklaŸmlarn ”nemli bir b”lm bir yanlsamadan, bir b”lm de korkudan ibarettir. S”zgelimi, h?l? Alevili§in ˜slam dŸ oldu§unu s”ylemekten korkuluyor. €nk h?l? siyasal, sosyal, kltrel belli bir basklanmann altnda Alevi. Dolaysyla kendini ”zgrce ifade edebilmesi bu nedenle de mmkn de§il.
Bir b”lm bir yanlsama. Onlarca, yzlerce yldan beri yaplan propagandalarn etkisi ile kendisinin hakiki ve ”z Mslman oldu§unu varsayabiliyor. Bu nedenle bize dŸen g”rev bilimsel bulgulardan, belgelerden, yaŸanan Alevilik’ten yola ‡karak ve bir de di§er dinlerle tartarak, karŸlaŸtrarak Alevili§in ne olup olmad§n ortaya koymaktr. Di§er dinler bilinmeden, bu karŸlaŸtrma yaplmadan Alevili§in nerde durdu§u anlaŸlmaz.
Ayrca ‡eŸitli b”lgelerde Alevili§in farkl bi‡imlerde ortaya ‡kmasnn da nedenleri var. Bunun da diyalektik, sosyolojik izah rahatlkla yaplabilir. Kapal kalan, iletiŸim i‡inde olmayan, iletiŸimi snrl olan topluluklarda bir i‡e kapanma s”z konusudur. Bu, b”lgesel, mahalli ”zellikleri katar inanca. E§er toplum a‡k olsa, ibadet de a‡k olsa insanlar birbirlerinin ibadetlerini g”recek ve etkilencektir. B”yle olmaynca mahallilikler artar. Farkl b”lgelerde farkl motifler ve riteller bile girebilir.
S”zgelimi, do§al olarak i‡kinin bol oldu§u b”lgelerde, dem olarak i‡ki kullanlr ibadetlerde ve t”renlerde. Ama biliyoruz ki Dersim’de cem t”renlerinde i‡ki kullanlmas hemen hemen yok gibidir. Bu bakmdan b”lgesel ritel ve motif farkllklar sosyolojik bir olgudur. Kapal olmakla ilgili bir olgudur.
Bir de Alevilik ”zellikle de Alevi-Krt kimli§i aznlk i‡erisinde aznlk statsnde bir kimliktir. Buna ‡ok dikkat etmek lazm. Aznlk i‡inde aznlk olan topluluklarda milliyet ve din olgusu i‡i‡e ge‡er ve ulusal kltr de dini de son derece etkiler. Mesela Yezidi Krtler “Em e Ezidine” derler. Bunu derken ayn zamanda Krt kimli§ine vurgu yapar. €nk onlarn g”znde Yezidilik ve Krtlk ”zdeŸtir. Bizim b”lgede, MaraŸ b”lgesinde, Alevilerin tamamna yakn Krttr. Dolaysyla oradakiler “Em e Alevine” derken Krt olduklarn s”ylerler. Yani iki kimlik i‡i‡e ge‡miŸtir. Aznlk i‡inde aznlk statsnde olan tm topluluklar i‡in bu b”yledir.
Nejat Birdo§an’n “Alevilik ˜slamn tarihine dahildir, ama ideolojisine dahil de§ildir” Ÿeklinde bir tespiti var. Siz ne dŸnyorsunuz bu konuda?
Ben ˜slam’n tarihine de dahil oldu§una inanmyorum, ‡nk ˜slamiyet’ten ‡ok ”nceleri baŸlayan bir olaydr Alevilik. Alevi adlandrmas ‡ok yenidir. 19. yzyln sonlarnda literatre yavaŸ yavaŸ girmeye baŸlamŸtr. ž”yle bir yanlg da var. Ge‡miŸte Aleviyye-Aleviyyun olarak nitelendirilen unsurlar kesinlikle Anadolu-Mezepotamya-Krdistan Alevileri de§ildir. Onlar Ali yandaŸl§ yapan Arap žiileri’dir. Alevilik ˜slamiyet’ten ”nce baŸlar. Ama bir d”nem ˜slamiyetle yaŸamŸ diye ˜slamn tarihi i‡ine sokulamaz bence.
Anadolu, Mezepotamya, Krdistan Alevili§i ˜slam’daki klasik iktidar kavgasndan bir ayrlma de§il. Hilafet zerinde yrtlen iktidar kavgasndan kopuŸ bugn di§er Arap lkelerinde g”rd§mz žiilik’tir. Ve bunun eski literatrde ad Aleviyye, Aleviyyun’dur.
Ama Anadolu, Mezepotamya, Krdistan KzlbaŸl§ ya da Alevili§i bundan tamamen farkl bir sre‡tir. ˜slamiyet’ten ‡ok ”nceleri baŸlar ve daha sonra ˜slamiyet’le buluŸmas dolaysyla belli etkileŸimler yaŸar, baz motif ve sembolleri farkl bir i‡erikle alr. S”zgelimi hi‡ anlaŸlmayan hususlardan bir tanesi de bu Allah-Muhammed-Ali olaydr.
Bu olgudan yola ‡karak Alevili§in Mslmanlk oldu§u sanlr. Oysa bu her b”lgede ayn bi‡imde g”rnmez. Mesela bizim b”lgemizde, ˜‡ Toroslar’da, Allah-Ali-Hseyin bi‡imindedir. Muhammed bu ‡lemenin dŸna ‡kartlmŸtr.
Bu bir ‡lemedir. Aslnda bu ‡leme aynen Hrstiyanlk’taki Baba-O§ul-Kutsal Ruh olgusu gibidir. Ayn Ÿeyin Yezidilik’te, Ahle Haq’ta ve Kakailik’te de versiyonlar vardr. Ve Allah-Muhammed-Ali denen Ÿey bunun tmnn Ali olarak tanmlanmas, Ali’nin Allah olarak tannmas olgusudur. Bu ‡te birlik, ‡te birleme denen olgudur. Bu anlaŸlmyor, bu yzden de sanlyor ki Muhammed’le kast edilen peygamber Muhammed, Ali ile kast edilen Halife Ali, Allah da gaybi Allah’tr. Oysa Alevili§in ”znde gaybi bir tanr inanc yoktur.
Alevili§in ”znde btn evrende mndemi‡, gizil bir g‡ ve onun insann kiŸili§inde dŸarya kendini vurumu vardr. Yani bir btn olarak tanrsal g‡ evrenin bnyesinde mndemi‡tir. Bu aslnda diyalektik materyalizmle de ‡akŸan bir olgudur. Btn evrende mndemi‡ bir g‡; ve bu, en de§erli varlk olan insanda kendini g”sterir.
˜nsanlar arasnda da belli kategoriler vardr. Ve bu g‡ en ‡o ˜nsan- K?mil’de kendini g”sterir. €nk ˜nsan- K?mil bu iŸin srrna ermiŸtir. Bu nedenle GlgamŸ’ta da ifadesini bulan “insanlar ”lmcl tanrlardr, tanrlar ”lmsz insanlardr” kavram Alevilik i‡in de ge‡erlidir aynen. Bundan dolay ˜nsan- K?mil mertebesi diye bir mertebe konmuŸtur. Yani iŸin bilincine varmayan insanla bu iŸin bilincine varan, i‡ devrimini yapmŸ, ˜nsan- K?mil mertebesine ulaŸmŸ insan arasnda fark vardr. Dolaysyla oradaki Ali motifi ˜nsan- K?mil bi‡iminde g”rlen, yani tanr-insan kavramnn bir semboldr. Ve o ‡lemenin tm de aslnda Ali i‡in s”z konusudur.
™te yandan Aleviler g”ksel bir tanrya inanmadklar i‡in ondan haber getirecek bir peygambere de inanmazlar. Alevilikte peygamberlik olay yoktur. Ayrca Aleviler semavi denen kitaplarn tmn mahluk, yani yaratlmŸ, yazlmŸ kabul ederler. Bu husus devletin gizli belgelerinde bile var.
˜lgin‡tir, Dersim b”lgesinde uzun sre kalmŸ olan Atatrk’n danŸman Hasan ReŸit Tankut bile bunu idrak ediyor ve s”ylyor. Alevilerin kesinlikle d”rt kitabn g”kten geldi§ine inanmadklarn, bunlar mahluk, yazlmŸ olarak g”rdklerini; Musa’nn, ˜sa’nn ve Muhammed’in s”zleri olarak g”rdklerini s”yler Tankut. žimdi b”yle g”rnce onlar kutsal kitap olarak kabul etmek s”z konusu olmayaca§ gibi -baŸkalarnn dinine sayg g”stermekle birlikte- kendilerini bu kitaplardan da sorumlu g”rmezler Aleviler.
Alevilerin kitab da, erkan da, deyiŸi de, gulbang da kendi dini ”nderlerinin yaratt§ rnlerdir. Aleviler onunla ibadetlerini yaparlar. Yoksa Kur’an, ˜ncil veya Tevrat’la yapmazlar ibadetlerini.
U‡urumun ˜ki Yakas: žah- Merdan Ali ile Halife Ali
Btn bu serven i‡inde Ali’nin pozisyonu nedir?
Dinlerin hepsinde kutsal kiŸilikler vardr. Ayrca dinlerin hepsini bir korku ve vehim yaratmŸtr. B”yle oldu§u i‡in, her dine mensup insanlarda bir kurtarc beklentisi ve ”zlemi vardr. Bu yzden Aleviler Ali’yi kurtarc ”zlemine bir sembol yapyor, sadece bir isim olarak. ™te yandan bu tr heterodoks dinlerde, genellikle bunlar ezildi§i, baskland§ i‡in her zaman mazlumdan yana bir tavr s”zkonusudur. Ali’nin hakk yendi§i i‡in, mazlumlar kampnda yer ald§ i‡in de kendisine uygun bularak, kendi inancnn, kendi kltnn i‡ine alp sokuyor; gerek Ali’yi gerekse 12 ˜mamlar’, gerekse Ehl-i Beyt olgusunu. Yani Hrstiyanlk’ta ˜sa neyse Alevilik’te Ali odur.
žunu ‡ok a‡k olarak s”ylyorum, Alevili§in yaratt§ Ali klt ile Halife Ali, tabiri caiz ise, taban tabana zttr. Aralarnda ‡ok byk u‡urumlar vardr. Esas olay Alevilerin kurtarc ”zlemi ve Ali’nin hakknn yenmiŸ olmasdr.
Profes”r ˜lhan BaŸg”z’n bu Ali klt ile ilgili ‡ok gzel bir belirlemesi var. Diyor ki: “Aslnda ˜slam tarihinde ge‡en Halife Ali ile Alevilerin inandklar, taptklar Ali arasnda byk bir fark vardr. Halife Ali softa bir yaŸam srd. Kadnl erkekli semah tutmaz, ibadet yapmazd. ˜‡ki i‡mezdi. Saza hoŸ bakmazd. Oysa Alevili§in yaratt§ Ali klt bunun tam zdddr.”
Ali ˜slamiyet’e hizmet etmiŸ, bu u§urda bir sr insan krmŸ, iŸte “Allah’n Arslan” unvanna layk g”rlmŸ... Bu, Alevili§in beklentisinin yaratt§ bir olgu. Ondan dolay diyorum Alevilik’teki Ali klt tamamen farkldr diye. Yani o mazlumiyet ”yle hissediliyor. Mazlumu savunma inanc var ya, onun bir sembol haline getiriliyor.
Ali, literatre g”re 10 defa evlenmiŸ, o§lu Hasan’sa 25 defa. Gel g”r ki hi‡bir Alevi bunu kabul etmez. Ali’nin adam ”ldrd§n, insanlar ˜slam’a ‡evirmek i‡in katletti§ini kabul etmez Alevi. O yzden “Ali’nin elindeki aŸk klc, altndaki aŸk atyd” der. Yani burada Alevi’nin g”rmek istedi§i bir Ali’den s”z ediyoruz.
EŸyann Tabiatna Aykr Bir ˜Ÿ: Alevilik = žamanizm
Alevili§in k”kenine iliŸkin iddialardan biri, onun žamanizm’den geldi§ini ve Trklere – Trkmenlere has old§unu s”yler Bu iddiann dayana§ nedir, nereden geliyor?
Hi‡ ilgisi yok. ™ncelikle Ÿunu s”yleyeyim. Bugnk resmi ideolojinin temelleri ˜ttihat‡lar (˜ttihat ve Terakki Cemiyeti) d”neminde atlmŸtr. ž”yle ilgin‡ bir olay oluyor. 1912 Selanik Kongresi ile birlikte, ˜TC’nin dolays ile Osmanl’nn y”netimi btnyle Balkan Trkleri’nin, yani Enver, Talat, Cemal paŸalarn eline ge‡ince, daha ”nce ˜ttihat‡lar’a destek olan unsurlar partiden ayrlyorlar; Krt yurtseverleri de dahil. Bu partide kalan ve onlara iyice yaklaŸanlardan biri Ziya G”kalp oluyor. G”kalp daha ”nce Krtlerle ilgili gramer, alfabe, s”zlk yazmna katkda bulundu§u halde, bunlar bir yana brakp, ˜ttihat‡larn, Balkan Trkleri’nin cephesinde yer alyor. Onlar da G”kalp’i ”dllendirmek i‡in, onu Genel Merkez Hocal§’na, yani Parti BaŸdanŸmanl§’na atyorlar.
ž”yle ilgin‡ bir olgu var. Eski kaynaklarda ge‡iyor bu. Sadrazam, yani BaŸbakan Talat PaŸa, BaŸdanŸman Ziya G”kalp’i ‡a§ryor. Diyor ki: “Ziya bey, Ÿimdi btnyle partinin de devletin de y”netimi bizim kuca§mza dŸt. Tek s”z ve karar sahibi olan biziz. Fakat Anadolu, Mezepotamya, Krdistan bizim i‡in adeta kapal bir kutu. Bu co§rafyalarda bir sr halklar, etnik gruplar, dinler yaŸyor. Dolaysyla bizim kendi politik, parti anlayŸmza uygun projeler retmemiz lazm. Planlar hazrlamamz lazm.”
Nedir ˜TC’nin ideolojisi? Trk‡lktr. Yani tek tip toplum yaratma anlayŸdr. G”kalp’e bu direktif veriliyor. G”kalp o zaman ˜ttihat‡lar’n ”nde gelen, eli kalem tutan adamlarn topluyor ve bu direktifi onlara da iletiyor. Sonra bunlar oturup bir ‡alŸmaya giriyorlar. Bu ‡alŸmada en ”nemli kimliklerle ilgili politikalar retilecek, raporlar hazrlanacak.
En ”nemli kimliklerden birisi Krtler. Onlarla ilgili konuyu Arnavut k”kenli Naci ˜smail’e veriyorlar. Ermeniler konusunu Esat Uras’a veriyorlar. KzlbaŸlar, Aleviler, BektaŸiler konusunu Da§stan’l bir €erkes olan Baha Said’e veriyorlar.
Baha Said ˜ttihat‡ bir militan. Bu kiŸinin de yapt§ Ÿey KzlbaŸl§ ve Alevili§i, ki Alevilik s”ylemi ‡ok yenidir, bir btn olarak Anadolu, Mezepotamya, Krdistan KzlbaŸl§n BektaŸilik kulvarnn i‡ine sokup, BektaŸili§i de Trk Mslmanl§ bi‡iminde sunmaktr. Buna sonradan eklemlenen bir halka da Rusya’dan ka‡an Trk‡lerden, profes”rlk payesi verilmiŸ Abdlkadir ˜nan’dr. Abdlkadir ˜nan Anadolu’daki Alevili§i bir Trk dini gibi, žamanizm’in bir devam olarak sunar. Referanslarndan biri Baha Said’in 1927 ylnda Trk Yurdu dergisinde ‡kan makalesi, biri de kendisidir. Bilimsel bir temeli yok yani. ˜nan, Anadolu Alevili§i’ni žamanizm’le baŸlatan bir kitap ‡kard, Tarihte ve Bugn žamanizm diye. Dolaysyla žamanizm’in referans olarak g”sterilmesi tamamen Abdlkadir ˜nan ile baŸlayan bir olay. Bundandr ki bu iddiann ger‡ekle bir alakas yok.
Orta Asya’da ‡ok ”nemli bir Snni varl§ vard. Ve bugn de h?l? ”yledir. žamanizm’den etkilenen g”‡ebe unsurlar gelirlerken elbette oradaki inan‡lardan, dinlerden birŸeyler getirirler. Ama Anadolu co§rafyasnda daha ”nce yaŸamŸ bir sr din ve kltr var.
Bu co§rafya, Mezepotamya, adeta btn dinlerin ‡kt§ bir yer. Bir y§n uygarl§n gelip ge‡ti§i bir co§rafya. žimdi b”yle bir co§rafyay, b”yle bir kltr harmann g”rmezden gelip, Alevili§i žamanizm’e indirgemek eŸyann tabiatna aykrdr. Son derece yanlŸ bir g”rŸ ve tezdir.
Yukarda and§mz iddiann bir devam olarak, dedelik ve ocaklarn da Trkl§e has kurumlar oldu§u s”yleniyor...
Bakn ZerdŸtilik’te de ”yle din g”revlileri var ki bunlarn iŸlevi, misyonu aynen bizim pirlerinki gibi. Aralarnda byk benzerlikler var. Kehanet ve keramet g”stermeye varncaya kadar. ZerdŸtilik’le Alevilik arasndaki gerek riteller gerekse felsefi a‡dan benzerlikleri bir tarafa brakyorum. Demek ki bu kurumlarn bir ”nceli var. Yani bir d”nŸm, de§iŸim, bir uyarlama s”z konusu.
Yakn d”neme gelince. ˜slamiyet bu co§rafyada egemen olmaya baŸladktan sonra, bir bakyorsunuz mesela Dersim baŸta olmak zere ocaklara verilen bu hccetlerin, icazetname adyla verilen bu belgelerin ”zellikle Sel‡uklular d”neminde verilmiŸ oldu§u g”rlyor. €nk Sel‡uklular ˜slamiyeti bu devletin resmi dini haline getirmiŸler. Bu ˜slam dŸ heterodoks inan‡lar da hem saraya hem ˜slamiyete yaklaŸtrmak istiyorlar. B”yle olunca Sel‡uklu geleneksel olarak b”lgede bu dini temsil eden, o topluma dini ”nderlik yapan unsurlar Ÿartl olarak tekrar g”revlendiriyor. Bunlara Ÿecere, icazetname, hccetname adyla belgeler veriyor. Bunun bir Ÿart var: O unsurlar geleneksel olarak temsil ettikleri toplulu§un temsiliyetini devam ettirecekler, ama bunu yaparken kesinlikle saraya karŸ durmayacaklar. Art, olabildi§indce ˜slamiyete yaklaŸtracaklar kitleyi.
Verdikleri bu Ÿecereleri de kendileri dzyorlar. Bu dini ”nderlikleri ˜slamiyete yaklaŸtrmak amacyla onlarn bir zaafndan, Ali klt ve Ehl-i Beyt olgusundan yararlanarak ˜slamiyete yamamaya ‡alŸyorlar. Aslnda s”z konusu olan manevi bir zincirdir. Ama sanki bu bir soy zinciriymiŸ, soydan belden gelme olgusunun bir devamymŸ gibi alglyorlar bu dini ”nderler ve kitleye de ”yle yanstyorlar. Daha ‡ok s”z ve karar sahibi olmak amacyla b”yle bir misyona brnyorlar. Halbuki Sel‡uklu’nun ve daha sonra Osmanl’nn verdi§i hccetlerde kastedilen bir manevi zincirdir. “Siz ehl-i beytten geliyorsunuz, onun dŸncelerini temsil ediyorsunuz” demek istiyorlar. Bu da dedelerin iŸine gelmiŸ. Yol evlatl§n bel evlatl§na d”nŸtrdler. Oysa ki bunun bel evlatl§ ile hi‡ alakas yok. Y”netimin de temel amac dedi§im gibi, bu yolla onlar ˜slamiyete ve saraya yaklaŸtrmakt. €nk bu hcceti ald§ halde saraya ters dŸen olursa o hccet alnyordu. Ve kendisine daha yakn g”rd§ bir aileye veriliyordu. Yani bu hccetler kaytsz Ÿartsz alanda kalacak bir belge de§ildi.
Yavuz Sultan Selim Hilafeti aldktan sonra ‡eki dzen vermek istiyor bu unsurlara, Alevi KzlbaŸ zmrelerine. Bu hccetleri yeni durumu g”z ”nne alarak, bunlarn saraya yaknlklarn, ˜slamiyete bakŸlarn g”zeterek yeniliyor. Kim kafasna uyuyorsa onlara o hccetler veriliyor.
Alevilerin etnik kimli§i konusunda iŸi ‡ok u‡ noktalara g”trenler var. Bunlarn baŸnda da Cemal žener geliyor. žener, btn Alevilerin etnik olarak Trkmen oldu§unu s”ylyor. “Bu topraklarda hi‡bir Krt Alevili§e ge‡memiŸtir” diyor...
Bakn, Cemal žener’in s”ylediklerinin bilimsel, tarihsel ve toplumsal ger‡eklikle hi‡bir alakas yok. ˜Ÿin ilgin‡ yan, žener’in son 10 yl i‡inde ilk s”yledikleri ile sonrakiler taban tabana zttr. S”zgelimi Krtl§n, Trkl§n milliyet; Alevili§in, Snnili§in ise din olduklarn, dolaysyla bunlarn karŸtrlmamas gerekti§ini daha ”nce s”yledi§i halde, bugn Alevili§i Trk Mslmanl§ bi‡iminde sunuyor.
Bu iki boyutuyla yanlŸ. Alevilik eŸittir Trklk ya da Trkmenlik olamayaca§ gibi, Alevilik Mslmanlk da de§il.
Alevilik ister batda ister do§uda olsun, ortak temel ”l‡tlere sahiptir. Ortak temel do§rular ve temel inan‡lar var. Ama farkllaŸan riteller ve yorumlar da var. Bu, onlarn ulusal kltrlerinin inan‡laryla emiŸmiŸ olmasyla ilgilidir. S”zgelimi gneŸe karŸ dua etme olay Alevi Krtler’de yo§unken, Alevi Trkler’de, Trkmenler’de yo§un de§il. Mesela ziyaret olay iki kesimde de var.
Kim resmi ideolojinin daha ‡ok etkisinde kalmŸsa onun Alevili§i biraz daha yozlaŸmŸtr. Mslmanl§a kaymŸtr onun Alevili§i. Zaten Trk Alevileri kendilerini Trk-˜slam Sentezi’nin Trklk aya§nda g”ryorlar. Geriye kald ˜slamlk aya§. Bir de bu propagandalarn etkisiyle yo§un bir kayŸ var Alevi Trklerde. Ama Alevi Krtler’de yok. O aznlk i‡inde aznlk statsnden dolay yok b”yle bir kayŸ. Onlar kimliklerini koruyorlar. Ama ne yazk ki Alevi Trkler belli ”l‡de i§fal edildiler. Bu, Trk-˜slam propagandasnn o kitle (Alevi Trkler) zerindeki etkisiyle izah edilir.
Bu noktada ilgin‡ bir Ÿey daha s”yleyeyim. ™zellikle Hilafet kaldrldktan sonra s”zde laiklik getirildi, Diyanet ˜Ÿleri BaŸkanl§ kuruldu. Mustafa Kemal, ge‡miŸi ˜ttihat‡ oldu§u i‡in, ”zellikle 1925’ten itibaren ger‡ek kimli§ini ortaya koyan uygulamalara y”neliyor. Bunlardan bir tanesi dinle ilgilidir. žimdi Alevilere, BektaŸilere ya da di§er Ÿafi Krt tarikatlerine iliŸkin dergahlar, tekkeler, zaviyeler kapatlrken cami kapatlmad.
O d”nem Mustafa Kemal’in tek tip toplum, tek tip din –hanefi Mslmanl§- yaratmak amacyla yapt§ bir giriŸim var. Diyaneti g”revlendiriyor. Mslmanlarn kutsal kitab Arap‡a. Herkesin Arap‡a okumas ve anlamas mmkn de§il. ˜nsanlar nereden anlarlar kutsal kitab? Tefsirlerden anlarlar. Dolaysyla M. Kemal’in ilk el att§ iŸlerden biri, Kur’an’ tefsir ettirmedir. Yani Kur’an hem ‡evirilecek hem yorumlanacak. Yalnz bunu yaparken, ilgin‡tir, Diyanet’e Ÿu direktifi veriyor. Diyor ki: “Kur’an’ tez elden tefsir ettireceksiniz, ne kadar para gerekiyorsa verilecek. Fakat bu tefsirde ehl-i snnet dŸndaki inan‡lara, ”§retilere yer verilmeyecektir. Hanefilik dŸndaki di§er snni mezheplerin g”rŸlerine de yer verilmeyecek.” Ve “Kur’an” diyor “Trk-˜slam gelene§i g”z ”nne alnarak yorumlansn.” Elimizde belge olarak var; bu konuda Diyanet’e 7 maddelik bir direktif veriyor. Diyanet de Elmall Muhammed Hamdi Yazar ile s”zleŸme yapyor. Diyor ki Diyanet Yazar’a: “CumhurbaŸkannn iste§i budur, biz bunlar 7 maddelik bir s”zleŸme haline getirdik. Bu s”zleŸmeyi imzalayacak ve Kur’an’ buna g”re tefsir edeceksin.” Yazar da bu s”zleŸmeye g”re tefsir ediyor.

Horasan : Giden de Dersimliler Gelen de
Siz hem Alevilik ve Krtler hem de Orta‡a§’dan Modern €a§a Alevilik adl ‡alŸmalarnzda 12 byk Alevi Oca§’nn Dersim’de bulundu§unu s”ylyorsunuz. Dersim Alevilik i‡inde niye b”yle ”nemli, kilit bir noktaya geldi?
™ncelikle Ÿunu belirteyim. Bu belirlemeyi sadece biz yapmyoruz, devletin gizli belgelerinde de var bu. S”z gelimi Atatrk’n danŸman Hasan ReŸit Tankut 1925 Krt ˜syan’ndan sonra žark ˜lleri AsayiŸ MŸavirli§i’ne atanyor, gizli bir g”revle. Ve Tankut’un en ‡ok zerinde durdu§u b”lgelerden birisi Dersim b”lgesi. Onun da tespit etti§i hususlardan bir tanesidir bu. Yani o temel ocaklarn Dersim’de bulunuyor olmas konusu.
Dersim 17. yzyl ortalarna, Kasr- žirin AntlaŸmas’na kadar Safevi topra§yd. žunu da ayrca belirtmek lazm ki, gerek Anadolu gerek Mezepotamya Alevili§i’nin zerinde Ari inan‡ ve kltrlerin ‡ok byk bir etkisi vardr. ™zellikle ˜ran menŸeyli inan‡larn ve kltrlerin ‡ok byk bir etkisi vardr. O co§rafyadan en son kopan toprak da Dersim topra§dr.
Ge‡miŸte Alevilerin y”n hep ˜rana d”nkt. ˜randaki Erdebil Tekkesi, adeta Alevilerin kutsal mekanlarndan biridir. Bundan dolay da Anadolu’daki btn Aleviler’in, sadece Krt Aleviler’in de§il di§er Trkmen Alevileri’nin de y”n genelde ˜ran’a d”nktr ge‡miŸte. Fakat Kasr- žirin antlaŸmasyla birlikte Dersim eyaleti, Dersim b”lgesi Safeviler’den kopup Osmanllar’a ge‡ince, bir diyalog kopuklu§u da oldu. Ama yine de o b”lgede yaŸayan Alevili§in izlerini zerinde en ‡ok taŸyan Dersim oldu. Bu kutsal ocaklarn bulunmasn da ben biraz bununla iliŸkilendiriyorum. Adeta, ge‡miŸte Erdebil Tekkesi’nin bu co§rafyada bir versiyonu, bir temsilcili§i gibi oldu Dersim co§rafyas. Bundan dolay da bir ‡ok kutsal oca§n bulundu§u b”lge Dersim b”lgesidir. Sonra Merzifon ve g”receli olarak da Lazkiye eklemleniyor buna. Ama en temel ocaklarn bulundu§u baŸlca co§rafya Dersim co§rafyasdr.
˜kincisi Dersim herŸeye ra§men Alevili§i, KzlbaŸl§ koruyabilmiŸ, jeopolitik, co§rafi konumundan dolay. Ben bu iki etkene ba§lyorum daha ‡ok.
š‡nc bir etken de aznlk i‡inde aznlk statsnde olmasdr. Gerek Alevi-KzlbaŸ Kurmanc Krtler olarak, gerekse Alevi-KzlbaŸ Zaza Krtler olarak aznlk i‡inde aznlk statsnde. Bu statden dolay da kendilerini daha ‡ok korumuŸlar. Zaten bu stat i‡inde olanlar kapanrlar ve iki kimli§i, ulusal ve inan‡ kimliklerini, ”zdeŸleŸtirirler. Bundan dolay da ben bu korunmann uzun srd§n dŸnyorum.
™yle g”rlyor ki, Alevili§i, o co§rafya, o topluluk en yo§un bi‡imde yaŸamŸ ve yaŸatmŸ. Orada o ocaklara adn veren dini ”nderleri birer kutsal kiŸilik haline getirmiŸ.
17. yzyln ortalarna, 1639 Kasr- žirin AntlaŸmas ile Osmanl’ya ge‡ene dek Dersim’in Safevi topra§ oldu§unu belirttiniz. Dersim’in snni ˜slamla anlaŸamad§, onu benimsemedi§i ve kendisini onun i‡inde eritmedi§i bir ger‡ek. Peki ama, Safevi hkmranl§ altnda oldu§u d”nemde žiilik’le nasl bir iliŸkisi vard?

Benim g”rd§m kadaryla ”zellikle ˜ran co§rafyasnda da§lk b”lgelerde, bu egemen žiili§e aykr inan‡lar yaŸamŸ. Uzun sre varlklarn srdrmŸler. Bu zaten sosyolojik bir olgu. Yani bir merkeze yakn olan ve kuŸatlmas, fethedilmesi kolay olan unsurlar en erken egemen dŸnceye kalb edilebiliyorlar. Ya da asimile edilebiliyorlar. Fakat g”receli olarak merkezden uzak olanlar, bir de ulusal kimlik olarak farkl olanlar daha ‡ok direniyorlar. €nk onlar aznlk i‡inde aznlk statsndedir. Bu stat i‡inde olanlar kendilerini koruyabilmiŸler. Dersim b”lgesi de bunlardan biridir. Ve ben onlarn, bugn Alevilik dedi§imiz inanc taŸdklarn ve egemen žiili§e karŸ koruduklarn dŸnyorum.
Biliyorsunuz bu Horasan olay ‡ok ”nemli. Alevi Krtler, KzlbaŸ Krtler ge‡miŸten bu yana ne do§uda Ÿii Safeviler’le iyi anlaŸabilmiŸler ne batda snni-mslman Trklerle, daha do§rusu Osmanl’yla. Dolaysyla bu iki imparatorlu§un tepiŸmesi srasnda devaml savurulan unsurlar Alevi Krtler olmuŸ. Bunlar iki tarafa da yanaŸamadklar i‡in, iki tarafn da yannda yer almadklar i‡in istenmeyen unsurlar haline geliyorlar. Bunlarn bir b”lm zoraki batya ya da do§uya g”‡yor ”ncelikle. Yani batda Anadolu i‡lerine do§ru, do§uda da Alburuz da§lar zerinden Horasan’a do§ru g”‡yorlar.
Asl ”nemli ve zoraki g”‡ de žah Abbas d”neminde yaŸanyor. Yani Dersim daha Safevi topra§yken, 17. yzyln baŸlarnda. I. žah Abbas, bu Mslman da olmayan žii de olmayan KzlbaŸ Krt unsurlarn kuzeydeki snni ™zbeklerin ve snni Trkmenlerin ˜ran topraklarna saldrmasn ”nlemek, onlar barajlamak amacyla Dersim topra§ndan alp g”trp Horasan b”lgesine yerleŸtiriyor. Baz kaynaklar on binlerce ailenin, baz kaynaklarsa 5 bini aŸkn ailenin g”‡ ettirildi§inden s”z eder. Ne olursa olsun 17. yzyln baŸnda bu byk bir rakamdr. žah Abbas bir yandan da bunlar o topraktan kopararak bir g‡ olmalarn da ”nlyor. Kendisine karŸ yaplacak bir baŸkaldrnn direncini de krmaya ‡alŸyor. Bir taŸla iki kuŸ vurmaya ‡alŸyor. Fakat Kasr- žirin AntlaŸmas ile birlikte bu topraklar, yani Dersim eyaleti Osmanl’ya ge‡ince, Horasan’da zoraki iskana tabi tutulmuŸ ailelerin bir b”lm kendi topraklarna geri d”nyor. Horasan’dan gelme olgusunun asl budur. Horasan’dan gelme var, ama bu Dersim’den oraya gidenlerin geri gelmesidir.
Bugn Horasan’daki aŸiret yapsna bakarsanz aŸa§ yukar Dersim’in bir simetri§i gibidir. ˜ki byk konfederasyon vardr. Biri €emiŸgezek Konfederasyonu’dur bir di§eri de žadlu Konfederasyonu’dur.
˜lgin‡tir Horasan’da iskana tabi tutulan KzlbaŸ Krtler belli ”l‡de ŸiileŸmiŸtir ama onlarn Ÿiili§i de ˜ran Ÿiili§ine benzemiyor. Onlarn Ÿiili§i Alevili§e daha yakn bir Ÿiiliktir. Yani bu anlamda da asimile edilememiŸler.
™zellikle politik ortamn ‡ok kzŸt§, Krt meselesinin zirveye ‡kt§ noktalarda bilhassa yaŸl kuŸaklar “Bizim atalarmz Horasan’dan geliyor, asl Trk biziz, asl Mslman biziz” derlerdi. Burada belki de Horosa’nn yaps ve ”nemi zerinde biraz daha konuŸmak lazm. Niye baŸka hi‡bir ispata gerek brakmakszn, tek baŸna “Horasan’dan geliyor olmak” Mslmanl§n ve Trkl§n kant sayld?
žunu a‡k s”yleyeyim, bu tamamen bir propaganda rndr. Egemen ve resmi ideolojiler b”yle bir Ÿeyi zaten isterler. Fakat bu propagandaya uyan pir ocaklar, mrŸit ocaklar y”netimlerle iyi ge‡inebilmek i‡in adeta bu propagandaya ‡anak tutuyorlar. Kendilerine tarihi bir k”ken uydurmaya ‡alŸyorlar. Bunu nereye dayandracak? Horasan’dan gelme olay var. Bu olay bir gidip gelme Ÿeklinde de§il de, sanki oras bir Trk yurduymuŸ, oradan ‡kp Dersim’e gelmiŸler ve sonradan Trk‡eyi ”§renmiŸler bi‡iminde sunuyor. Bu resmi ideolojinin tuza§na dŸmektir. Bir de bu dede ocaklarnn kendilerini kabul ettirme ‡abasdr. ˜Ÿin asl budur.
Bugn bile baz rakamlara g”re 2 milyon, bazlarna g”re ise en az 1 milyondan fazla Alevi veya žii Krt var Horasan’da. Orada baz Snni unsurlar var ama ‡ok aznlktalar. Yezidiler var sonra, onlar da aznlkta. Ama Alevi ve žii Krtlerin nfus oran yzde 75 civarnda.

Abdlhamit Takas: €ocuklar Mektebe, Kur’an Dersim’e
Kitaplarnzda tematize etti§iniz ve belgeler sundu§unuz bir konu var: 19. yzylda b”lgedeki misyoner faaliyetleri. Ne oldu? Protestanlar niye gittiler oraya? Niye ‡alŸma yaptlar? Sizin sundu§unuz belgelerden, halk katndan da onlara y”nelik bir ilgi oldu§u anlaŸlyor. Halk niye bunlara olumlu tepki verdi?
Misyonerlerin yo§unlukla gitti§i kesim, Frat’n batsndaki co§rafyada yaŸayan Alevi Krtlerdir. Batllar, b”lgeyi bir‡ok nedenle kendilerine daha yakn buluyorlar. Bir defa Ari soydan gelmelerinden dolay yakn buluyorlar. ˜kincisi inan‡ olarak yakn g”ryorlar, yani Alevili§i Hrstiyanl§a yakn sayyorlar; ”zellikle de Protestanl§a. Bir de b”lgede yaŸayan Ermeniler var. Onlar daha ‡ok Gregoryan Hrstiyanlar’d. Bu, Krt KzlbaŸl§n bsbtn okŸayan bir inan‡.
Protestanlar, Osmanl’nn batya a‡lma ‡abasndan sonra izinli olarak bu b”lgelerde faaliyet yrttler. Bir defa b”lgede Protestan olan unsurlar vard. Onlara gittiklerinde karŸlarnda ayn zamanda KzlbaŸ Krtleri buldular. KzlbaŸ Krtler de bunlar hi‡ yabansmad. ˜ki nedenle yabansmad. Bir, Alevilik ger‡ekten de Hrstiyanl§a yakn oldu§u, ortak taraflar oldu§u i‡in –bunu gerek misyonerler gerekse de devletin gizli belgeleri s”yler zaten. “Siz Tanr’y, Baba-O§ul-Kutsal ruh olarak anlarsnz biz bu ‡lemeyi Allah-Muhammed-Ali bi‡iminde s”yleriz. Sizler sakal, byk kestirmez, kl dŸrmezsiniz, biz de ”yle. Siz tek kadnla evlenir, kadn boŸamazsnz, biz de ”yle. Oru‡larmzn vakit ve Ÿekli ile, ibadetlerimizin Ÿekli aŸa§ yukar ayndr. Siz de gusul etmezsiniz biz de. Siz g”§snzde ha‡ ‡karmak sureti ile kelime-yi Ÿehadet getirirsiniz, biz a‡k avcumuzu ba§rmza basmak sureti ile. Biz sonradan, Hz. Ali efendimize uydu§umuz i‡in admz Alevi oldu, yoksa aramzda bir fark yoktur.” Bunlar, devletin gizli belgelerine ve bat literatrne de yansyan, o zamanki bir Krt Alevi pirinin s”zleridir. Bakn bir Alevi kendisini b”yle g”rebiliyor, b”yle tarif ediyor.
˜kincisi de b”lgenin o gne kadar Osmanl’yla hi‡bir ortak taraf olmamŸ. Bir batl gelince, adeta onu batya a‡lan bir kap gibi g”ryor. Dolaysyla onu bir y”nyle bir kurtarc gibi de g”ryor. Yani ittifak yaplabilecek bir g‡ olarak da g”ryor. Dikkat ederseniz, ta 19. yzylda Amerika’ya Dersim’den g”‡ler vardr. Onlar bu nedenledir. Ben bu etmenlere ba§lyorum.
Peki Osmanl, Protestan Misyonerler’in b”lgeye gidip ‡alŸma yapmasna nasl yaklaŸyor?
Dersim’le ilgili ‡ok ‡arpc bir olgu Abdlhamit d”neminde yaŸanyor. Bu ‡ok ”nemli. Alevilikle Gregoryan Hristiyanl§ arasndaki ‡ok byk benzerlikten dolay ‡ok yakn bir dostlu kuruluyor. Bir btn olarak KzlbaŸlar’la Hristiyanlar genelde dostlar. Bu devletin gizli belgelerine de yansyor zaten. Ama KzlbaŸ Krtlerle Gregoryan Ermeniler arasnda ayr bir dostluk s”zkonusu. Batl misyonerlerce de bu ”zellik g”rnd§ i‡in, b”lge halk arasnda belli ‡alŸmalar yrtlyor.
O tarihe kadar Osmanl’yla hi‡ uzlaŸamamŸ olan b”lge insan, karŸsnda kendisine sahip ‡kacak unsurlar olarak batllar g”ryorlar. Batllar kendilerine yakn g”rmeye ve onlarla diyaloga girmeye baŸlyorlar. Osmanl bundan mthiŸ iŸkilleniyor, kayglanyor. €nk bu yolla KzlbaŸlar’n Hrstiyanl§a, Protestanl§a kayaca§ndan korkuyor. Bundan korkuldu§u i‡in Abdlhamit bir takm ”nlemler almaya baŸlyor. Daha ”nce b”lgeye izinli gelen bu seyyahlara izin verilmemeye baŸlanyor. Ve Protestan kilisesi yerine de mmkn mertebe katolik kilisesi g‡lendirilmeye ‡alŸlyor.
Bu yaplrken ”zellikle Dersim b”lgesi, ‡nk buras kaynaŸmann en yo§un oldu§u b”lgelerden bir tanesidir, esas alnyor. Ayrca Abdlhamit’in de g”z dikti§i baŸlca b”lgedir Dersim.
Abdlhamit Hamidiye Alaylar’n snni Krtlerden oluŸturdu. Bu Alevi Krtler arasnda bir krgnl§a da yol a‡t. €nk snni Krtler, ”zellikle de cahil unsurlar, KzlbaŸ Krtler zerinde de bask uygulamaya baŸladlar. Zaten KzlbaŸ Krt Snni Krt ‡eliŸkisinin asl baŸlad§ d”nem bu Hamidiye Alaylar d”nemidir.
Abdlhamit bir taŸla bir ka‡ ku‡ vurmak amacyla, KzlbaŸ Krtleri de g”receli olarak yanna ‡ekebilmek amacyla bir AŸiret Mektebi projesi baŸlatyor. Hamidiye Alaylar yoluyla snni Krtleri feth etmiŸ ama di§erleri krgnlar. Bunlar da bu mektepler yoluyla yanna ‡ekmek amacyla Dersim b”lgesine el‡i g”nderiyor. Diyor ki: “Ben sizin ‡ocuklarnz e§itip subay yapaca§m. Fakat siz Protestanlara byk yaknlk g”steriyorsunuz. Sizden alaca§m ‡ocuklara karŸlk ben de size hanefi din adam g”nderece§im.” ˜Ÿte Kur’an’n Dersim b”lgesine girmesi bu hanefi hocalar aracl§yladr. Abdlhamit Protestanl§n b”lgedeki nfuzunu krmak amacyla karŸ b”yle ata§a ge‡iyor. Bu hanefi din adamlar bir yandan Protestanlarn etkisini krmaya ‡alŸrken bir yandan da Dersimlileri hanefili§e y”neltiyorlar. Mesela Alevilerin yaŸad§ hi‡bir b”lgede Kur’an yer almazken, yer bulmazken ben Dersim’de cenaze t”renlerine, belli ritellere Kur’an’n girdi§ini g”rdm ve ‡ok ŸaŸrdm a‡kcas. Bunu araŸtrnca bakyorsunuz ki 110 yllk bir ge‡miŸi var bu olayn.
Dersim’li bir yazar kesimi var, ve bunlar “Zazaclk” denen akmn savunuculu§unu yapyorlar. Onlarn formle etti§i bir iddia s”zkonusu. Diyorlar ki: “Dersim’in kendine has inan‡lar vardr, Zazacas ile ‘Yitikate Dersim’ denen.” “Bir taraftan” diyorlar “birileri bu inan‡larn k”keninin žamanizm’e dayand§n s”yleyerek bizi TrkleŸtirmek ister, beri taraftan birileri ZerdŸt’ten geldi§ini s”yleyerek bizi KrtleŸtirmek ister. Ama bu inan‡lar do§rudan ne ZerdŸtilik’ten ne de žamanizm’den gelir. Bu iki ”§enin, Ÿu ya da bu oranda Dersim inancnda etkisi olabilir, ama bu inan‡lar tamamen b”lgeye hastr, b”lgede do§muŸlardr ve kendi baŸlarna bir inan‡ sistemidir.” Ayrca bu inancn tanrlar oldu§unu da ekliyorlar. Siz bu teze dair ne diyorsunuz, ne dŸnyorsunuz?
Bir defa ben Dersim Alevili§i ile di§er Alevilik arasnda ‡ok byk bir fark g”rmyorum. Dersim Alevili§i’nde bir yozlaŸma var, belli t”ren ve ritellere Kur’an’n girmiŸ olmas gibi, ona demin iŸaret ettim. Bu, Dersim Alevili§i adna negatif bir puandr.
Temelde ‡ok ”nemli farkllklar g”rmyorum. Baz nanslardan s”zedilebilir. Bu nanslar da kapal toplum olarak yaŸayan ‡eŸitli topluluklar arasnda da g”rlebilen Ÿeylerdir.
Dedi§im gibi ˜ran’a yakn olmas dolaysyla, Dersim KzlbaŸl§ ˜ran KzlbaŸl§’ndan biraz daha fazla etkilenmiŸ olabilir.
O tanrsal kiŸilikler konusuna gelince. Bu, ocaklarda temsil ediliyor. Ocaklara adn veren kiŸilikler tanrsal kiŸilikler saylyor. ˜nsann tanr olarak g”rlmesi olay, eski Eflatun felsefesinden de gelen ve Alevili§e de hi‡ aykr olmayan bir Ÿeydir. Eski Anadolu ve Mezepotamya tanrlar diyardr. Tanrsal gcn insanda g”rlmesi olgusu eski bir olgudur ve bu, Alevili§e yabanc bir olay de§ildir. Bu nedenle, orada toplum ”nderli§i yapmŸ, belli bir oca§a adn vermiŸ insanlarn ins?n- kamil mertebesine ulaŸtrlmŸ olmas, onlara tanr-insan payesi verilmesi yadrganacak bir olay de§ildir. Bu Alevilikte de vardr.
žimdi Ebul Vefa-yi Krdi niye asld? O da tanry insanda g”rd§ i‡in asld. Hallac- Mansur ve Nesimi niye asldlar? B”yle dŸndkleri i‡in. Zaten Alevilikle ˜slam arasndaki en temel farklardan birisi budur. ˜slam, tanry gaybi bir kuvvet olarak g”rr, insan kul derekesine indirir, Alevilik insan tanr katna ‡kartr. Bu ikisi arasnda b”yle byk bir u‡urum vardr. Dolaysyla bu sadece Dersim’e ”zg bir olay de§il. Btn Alevilikte insan merkezdedir. Bunu do§ru g”rmek lazm.

ž”yle bir s”ylem var: “Dersimde Kurmanclar ve Zazalar yaŸyor; Ermeniler de ‡ok ”nemli bir oranda vard, kltrde. žimdi bu ‡nden biri dŸtaland m Dersim Dersim olamaz. Ve asl ”nemli olan, Dersimde’ki ortak ruh halidir.” Ve bu ruh hali Anadolu’da sadece Dersime has bir olguymuŸ gibi yanstlr. Siz buna nasl bakyorsunuz?
˜lkin Ÿunu s”yleyeyim, Dersim’in de o kadar homojen oldu§u s”ylenemez. ˜kincisi Dersim denilen yer ge‡miŸte, bugnk Tunceli’yi, Elaz§’, Erzincan’, Sivas’n ”nemli bir b”lmn, Malatya’nn ”nemli bir b”lmn Bing”l’ ve iŸte Varto’yu i‡ine alan geniŸ bir eyaletin addr. Burada hem Kurmanci konuŸanlar vardr hem Zazaki konuŸanlar vardr. Bunlardan Snni olan vardr Alevi olan vardr. ™te yandan žafii olan Zazalar vardr. Bu bakmdan bir homojenlikten s”z etmek mmkn de§il. O ruh hali olgusu KzlbaŸ-Krt kimli§inden dolaydr. Bu kimlikten dolay kendilerini ne Ÿafi Kurmanclarla, ne Ÿafi Zazalarla ne de Trklerle ”zdeŸleŸtirebilmiŸlerdir.
Ben Dmlki’yi de Krt dilinin leh‡elerinden biri olarak g”ryorum. Bu iddiann bilimsellikle bir alakasn g”rmyorum. Tamamen zorlamadr. žimdi tutar bunu sadece Dersim’e indirgersen di§er Ÿafi Zazalar ne yapacaksn? Eyalet baznda bakarsan sadece Zazalar yaŸamyor. Kurmanclar da yaŸyor. Ermeniler yaŸyordu; h?l? kalntlar vardr. Baz Trk unsurlar yaŸyor.