Dersim İInancıi’nda YILAN VE TARİIKAT DEĞGNEĞGİI
(Munzıir Comerd)
GÖRGÜ CEMLERİINDE TARİIKAT DEĞGNEĞGİI NASIL KULLANILIYOR?
Tarikat değgneğgi görgü cemlerinde kullanıilıiyor diyoruz, ama bunu biraz da olsa açmakta yarar var. Müsahipler nelere dikkat ediyor, cemde nasıil davranıiyorlar? Bava “Tarıiq”la nasıil hareket ediyor? Bu sorularıin cevabıinıi bize en ayrıintıilıi olarak birçok ceme katıilıip görev almıişs, yetmişsin üstündeki yaşsıiyla Bava Dewrês verebilrdi. Öyle de yaptıik.
İIşste Bava Dewrês’in cevabıi:
“Görgü cemlerinde tarikat değgneğgini (“Ewliya”) nasıil mıi çıikarıiyorlar? ŞSimdi ben bava’yıim, bu da (yanıimıizda oturan bir tanıidıiğgıi işsaret ederek) zakirim benim. Saz çalıip deyişsler söylüyor. Sizler de gelmişs cemde müsahiplerinizle görülüyorsunuz. (Görülmeye gelenler) boncuk cıincıik boyunlarıina takmazlardıi. (Tabii) ellerine yüzükler de takmazlardıi. Elbiselerini çıikarıir uzun donlarıi ve uzun iç gömlekleriyle kalıirlardıi. Bellerine Kemerbest bağglarlarlar.
Sizler (müsahipler) dört beşs çiftsiniz ve önünüzde zakir bulunmaktadıir. Deyişsler söyliyerek yavaşs yavaşs sema döner gibi gitmektesiniz. Gelip burda duruyorsunuz (önümüzü işsaret ediyor). Bava soru soruyor. Zakir ise onlarıin delil’i. Delil sorulara cevap veriyor:
(Bava Dewrês bize Bava ile Delil arasıinda geçen bu soru cevap safhasıinıi Türkçe olarak aktarıiyor. Biz de onu orjinal haliyle buraya alıiyoruz.)
Başsıinda ne var? Tacıi devlet!
Alnıinda ne var? Yazıiyıi Hak!
Kaşslarıinda ne var? Kudreti kalem!
Gözlerinde ne var? Işsıiğgıi Hak!
Burnunda ne var? Miski amber!
Ağgzıinda ne var? Lalu gevher!
Kulaklarıinda ne var? Seperu siper!
Belinde ne var? Kemeru best!
Ellerinde ne var? Hayıirla şser!
Dizlernide ne var? Rukuyu Hak!
Ayaklarıinda ne var? Hak rıizasıi için menzile ermek!
Hak diyeni Hak saklasıin!!!
Yine deyişsler söyliyerek ağgıir ağgıir yürürler. Tarikat değgneğgini (“Jiare”) getirip kıilıifıindan çıikarıir, yıikarlar. Mübareğgi çıikarıirken insanıi öyle bir zorlardıi ki... Bava’yıi tutup duvara çarpardıi, yere çarpardıi. Bava Porr yaşslıi ve sakalıiydıi. Ama öyle güzel deyişsler söylerdi ki... ŞSimdiki gibi değgildi o zamanlar... Her şsey onlarla gitti... Halk o zamanda sadece bir kuruşs çıiralıik verirdi (bavalara). Ben daha oniki ya da ondört yaşslarıindaydıim... Kurbanlar keser, lokmalar getirlerdi.
Müsahip olmak isteyenler çifter çifter gelirler. Yani her müsahip kendi hanıim müsahibiyle birlikte bava’nıin önüne gelirler. Ve şsu şsekilde dara dururlar (Bava Dewrês ayağga kalkıip başsıinıi boynundan öne doğgru eğgiyor). Her ikisi yanyana durmaktalar. Bava, bir kaç kez mübareğgi (ziyaret ve tarikat değgneğgini) enselerine değgdiriyor.
Eğger her iki çift de sıirasıiyla bu safhadan geçtilerse, bu kez de yine çifter çifter yere uzanıirlar. Yerde yüzükoyun yan yanadıirlar. Bava bu sefer de yerde tarikat değgneğgini sıirtlarıina sürerek der ki:
–Allah, Muhammed, ya Ali! Tarıik altıindan geçene sorgu sual yoktur!
Sıirtlarıina vurarak çifter çifter yerden kalkarlar.
Hak göstermesin, kimisine (tarikat değgneğgini bava değgdirmek istediğgi zaman) değgmiyordu! Kalbi temiz olmıiyanlardıi bunlar. (Bava) her ne yapıip etse de sıirtlarıina değgdiremez, böyle yüksekte kalıirdıi (elliyle tarif ediyor)... Bütün çabalara rağgmen yine de değgmezdi.
-Hak adıina and olsun! biz böyle görmüşstük!
Burada bir ayrıintıiya daha değginmeden edemiyeceğgiz. Her ne kadar Dersim’de Zazaca konuşsan ocak’lar görgü cemlerinde tarikat değgneğgini kullanıiyorlarsa da, bunun yerine “Pençeyi Ali” dedikleri elleriyle, parmaklarıinıi gererek avcunun içini “Tarıik” olarak kullanan ocak’lar da var elbette. Örneğgin Ağguçanlıi dedeler bunu kullanıirlar. Dersim’de bir sorun olarak görülmemişs bu, herkes benimsediğgi, inandıiğgıi yöntemi uygulamıişstıir. Ama dıişsarıidan gelerek bu huzuru bozmak isteyenler de yok değgil hani...
Örneğgin, Nuri Dersimi bir Pençe– Tarıik tartıişsmasıina tanıiklıik ettiğgini aktarıiyor bize. Hacıi Bektaşs evlatlarıindan Cemalettin Çelebi, Ağguçanlıi Seit Aziz’in desteğgiyle yıilan olabilen tarikat değgneğginin yerine pençe’nin kullanıilmasıinıi ister. Ve bu konuda Erzincan bölgesinde Seit Aziz’i öne sürerek Alevileri zorlar. Hatta Nuri Dersimi’ye, git Kistim Evliyasıi’nıi kıir, o bir ağgaçtan ibaret, derse de Dersimi bunu kabul etmez. Sonra halk bunu duyunca büyük bir tepki gösterir ve Cemalettin Efendi de geri adıim atarak çeker Erzincan’dan gider.[i]
................................................................................
II-DERSİIM İINANCI’NDA BİIR BÜTÜN OLARAK YILAN
Yazıimıizıin birici bölümünde, yıilanıin Dersim İInancıi’ndaki yerini tarikat değgneğgi boyutuyla ele almaya çalıişstıik. Burada ikinci bölüme geçmeden şsu gerçeğgin altıinıi bir daha çizmek istiyoruz. Tarikat değgneğgi Dersim İInancıi’nda, yalnıiz görgü cemlerinde kullanıilıip sonra da bir daha ki ceme kadar bir kenara atıilıip unutulan bir araç değgildir. O, bu işslevinden daha önce, Dersimlilerin kendi dilleriyle ifade ettikleri gibi, kutsal bir “Ewliya” (Evliya) ya da yine aynıi anlamda kullandıiklarıi kutsal bir “Jiare” (Ziyaret)dir. Onlarıin bu inançlarıi çok önplana çıiktıiğgıindan olmalıi ki “Tarıiq” sözcüğgü bavalıik yapan dar bir kesim içinde kullanıilmaktadıir. Ama tarikat değgneğginin kutsal bir “Ewliya” (Evliya) ve “Jiare” (Ziyaret) olduğgu gerçeğgine de sadıik kalarak tabii...
Zaten modern çağgıin insanlarıin sosyal yaşsamlarıinda estirdiğgi alt üst edişsler fıirtıinıisıindan olmalıi ki, “Ewliya” bir “Tarıiq” (tarikat değgneğgi) olarak görgü cemlerinde hakkıiyla kullanıilmaz olmuşstur. Cemlerde bava’nıin duasıinıi alıip, “Tarıiq”ıin altıindan geçerek kurulan müsahiplikler hayli azalmıişstıir. Ama diğger yönüyle, yani özünde bir ziyaret olmasıi, canlıilıiğgıinıi korumaktadıir. Onun önünde dilek ve temennilerde bulunarak ne kurban kesenler azalmıişstıir, ne de lokma dağgıitanlar.
Bu belirlemeden sonra, yıilanıin Dersim İInancıi’ıindaki yerini tarikat değgneğginden başska diğger alanlarda da irdelemeye devam edelim.
................................................................................
BİIR GÜÇ GÖSTERİISİI OLARAK YILAN
Bir güç gösterisi olarak yıilan... Daha doğgrusu yıilana hükmetmek... ŞSu Dersim’in söylencelerini düşsünüyorum.. Çoğgunun kökü taa ilk çağglara varabileceğgi aklıimdan geçiyor. Dersim tanrıilarıindan Khurês sıirtıina binip bir at gibi dörtnala sürüyor aslanıi. Üstüne üstlük bir de kamçıi olarak yıilan alıiyor eline.. Her insanıin zehirinden korktuğgu yıilan, artıik zehir saçmayan bir kamçıi oluyor onun elinde.
Dersim İInancıi’nda Khurês kurtlara da hükmeden bir tanrıi. Ama bu kurtlar doğgaüstüdürler. Khurês ve Khurêslilerle birlikteler. Khurês’in Kurtlarıi’nıi (Vergê Khurêsi) bilmeyen yoktur Dersim’de. Kuzey Kutubu’ndaki kurtlar gibi bembeyaz ve boyunlarıina bir gerdanlıik gibi takıilıi olan kıirmıizıi bir kurdeleyle dolaşsıirlar Khurês’in emrinde ve hükmünde. Bazan de Khurês’in bir ayıi’ya binip onu sürdüğgü aktarıilıir.
Doğgaya ve vahşsi hayvanlara karşsıi çaresizlik içinde olan ilkçağg insanlarıinıin özlemleri değgil midir bu söylencelere yansıiyan sevgili okurlar. Yalnıizca Dersim’e özgü değgil bu tabii. Vahşsi doğga hayvanlarıina hükmetmek, insanlara karşsıi onlarıi denetim altıina almak bütün tektanrıilıi dinlerden önceki inançlarda rastlanıir. Hem de dünyanıin bütün kıitalarıinda. Bulunduklarıi ortamda hangi vahşsi hayvanlar varsa onlar çıikıiyor öne inançlarda. Yani Maya medeniyetindeki jaguar ve yıilana karşsıi, Mıisıir medeniyetinde ya da Ortadoğgu’da aslan ve yıilanıin olmasıi yaşsanıilan doğgal ortam gözardıi edilmezse rahatlıikla açıiklayabiliyor insan.
Dersim İInancıi’nda da, Dersimlilerin Khurês’i yavaşs yavaşs aslandan indirip ayıi’ya bindirmeye çalıişsmalarıi, bulunduklarıi doğgal ortamda aslanıin yerine ayıi’nıin geçmesiyle ya da Dersimlilerin kendileri aslanlıi bir ortamdan, içinde ayıi’nıin yaşsadıiğgıi bugünki ortama gelmeleriyle izah edebilir insan.
Tektanrıilıi dinlerden önce insanlara hükmetmenin, kitleleri denetim altıina almanıin bir yolu olmalıi bu doğgaüstü güç gösterisi. Yani vahşsi yıirtıicıi hayvanlarıi kontrol etmek. Bunu, hem insanlara dini açıidan hükmetmek isteyenler ve hem de insanlarıi yönetmek isteyenler kullanmıişslardıir. Kanıitlarıi hâlâ orta yerdedir. Tarihi eserlere bir göz atmak yeter de artar bile.
ŞSimdi burada bu güç gösterisini çok net bir biçimde ifade eden Dersim söylencelerinden örnekler vermek istiyoruz. Tabii ki konumuzun çerçevesini aşsmıiyarak. Yani yıilanlara hükmedilerek doğgaüstü güç gösterisinde bulunmak.
................................................................................
Khurês’in Yıilanıi Kamçıi Yapmasıi
Bu çok yaygıin bir söylence ve inançtıir. Khurês’in yıilanıi bir kamçıi olarak eline almasıinıin Birçok variyantıi vardıir. Bunlardan üç variyantıi buraya örnek olarak alacağgıiz. ................................................................................
I. Variyant– Bava Zeynel:
“Khurês ayıiya binip yıilanıi da eline alıir. Kimisi de aslana bindiğgini söyler. Muxıindiye denen yerde de Bamasurlarıin cetlerinden biri duvarıin üstünde buna bakarmıişs. Bunun yanıina hıizla sürer. Kendi kendine ‘şsimdi bu mahçup olur’ düşsüncesinden hareketle, elindeki yıilanla duvarıi bir kere kamçıilar. Duvar, üstündeki Bamasurla yürür. ŞSimdi buna “Dêsê Muxıindiye” (Muxıindiye Duvarıi) demekteler. Hâlâ kalıintıilarıi duruyor bu duvarıin. Khurês’in yıilanla vurduğgu yerde yıilanıin izi de tabii.”
Bava Zeynel’in anlattıiğgıi bu variyantta Dersim’in iki ünlü ocağgıinıin birbirleriyle rekabeti hemen göze çarpıiyor. Bamasurlarıin bundan alıinmasıina gerek yok. Bazen iki ayrıi ocaktan erler değgil, aynıi ocaktan yakıin akrabalar bile birbirleriyle rekabet etmekten geri durmuyorlar. Yukarıida aktardıiğgıimıiz “Ewliya Morê ŞSiay”de (Kara Yıilan Evliyasıi) olduğgu gibi. ................................................................................
II–Variyant– Hasan Efendi:
Hasan Efendi ya da Dersimlilerin diliyle “Hesen Efendiyê Baskoye” adıiyla nam salan bu şsahsiyet Dersim çapıinda sevilip sayıilıir. Geçtiğgimiz yıillarda onun Türkçe olarak kaleme aldıiğgıi bazıi görüşs ve şsiirleri bir kitapda yayıimlandıi. Khurês’le ilgili bu söylenceyi Hasan Efendi şsu dizelerle bizlere aktarıiyor:
“Hacıi Kureyşs idi lakabıi Mahmut Hayrani idi adıi Bindi bir aslana yıilanıi kamçıi etti eline Hacıi Bektaşsıi görmek için geldi Rum iline Hacıi Bektaşs gördü bir eren geliyor Sedasıi dağgıi taşsıi deliyor Keramete karşsıi keramet Hemen gösterdi mucizei hikmet Hacıi Bektaşs bindi yürüttü kara taşsıi Musai Kazıim’ıin öz oğgullarıi kardaşsıi”[ii] ................................................................................
III.Variyant– Bava Hesenê Kolu:
Bava Hesen’in aktardıiğgıi bu variyantıi, bir cem töreninde söylediğgi Zazaca ilahiden buraya aktarıiyoruz. Bava Hesen, her ne kadar bu ilahide söz konusu söylenceden bahsederken yıilanıi bir kamçıi olarak anmıiyorsa da, onu tanıiyan herkes bilir ki Bava Hesen de Khurês’i elinde yıilanla tarif ederdi hep. İIşste onun anlattıiğgıi variyant:
“Mekânıin güzeldir ağgaçtıir ağgaç Ağgaçlar olmuşs nar, nar Budelayê Khureşsi’den başska kim zengi vurabilmişs yıirtıicıi aslana?”
Dersim İInancıi’ndaki bu söylencenin köklerini tarihin binlerce yıila varan derinliklerinde bulabiliyoruz. Yukarıida değgindiğgimiz gibi aslan ve yıilan tanrıi ve tanrıikrallarıin sembolleridir. Bu hayvanlara hükmedenler ancak tanrıilar olmuşstur. ................................................................................
Gıilgamıişs, hem Sümer tanrıikrallarıindan ve hem de kendi adıiyla anıilan destanıin başskahramanıidıir. Gıilgamıişs bir eliyle bir aslanıi koltuğgunun altıinda tutarken, diğger eliyle de bir yıilanıi kamçıi gibi bulundurmaktadıir. Gıilgamıişs’ıin tasviri böyle çiziliyor bize ulaşsan tarihi eserlerde. Suriye ve Lübnan’ıin sahil kesimlerinin mitolojilerinde (bugünkü İIsrail’de) “Astarte” adıindaki anatanrıiça bir aslanıin üstünde elinde bir yıilanla ve Filistine yakıin bölgelerde ise “Kadeşs” adıindaki anatanrıiça yine bir aslanıin üstünde ve her iki elinde birer yıilanla tasvir ediliyor. ŞSimdi hangi gerekçeler ileriye sürerek Khurês’i bunlardan ayıirabiliriz ki? ................................................................................
Bamasurlunun Yıilanlarla Ormandan Ağgaç Çekmesi
Taseniyeli Bamasurlar aslıinda Muxıindiye’den gelmedirler. Bamasurlarıin ceddi Muxıindiye’den çıiktıiktan sonraki ilk duraklarıi Jêle’dir deniyor. Ama kimileri de Zargovit olduğgunda ıisrar ederler. Her neyse... Burada ağgaç keserler. Bu ağgaçlarıi öküz yerine iki yıilan koşsup onlarla çekerler. Bamasurlarıin ceddi “Durun, yıilanlar ağgaçlarıi varsıin çeksinler, nerede yorulup durarlarsa, orada kazmayıi çalıip evimizin temelini atacağgıiz!” der. Yıilanlar ağgaçlarıi çeke çeka gelip bugün hâlâ “Bonê Taseniye” diye bilinen evin kalıintıilarıinıin olduğgu yerde dururlar. Bamasurlarıin ceddi de burayıi mekân tutar. ................................................................................
Khal Ferat’ıin Yıilanlarla Ormandan Ağgaç Çekmesi
Khal Ferat da Areyli aşsiretinden bir zat. Khurêso Qıic’la (Küçük Khurês) aynıi devirde yaşsadıiğgıi bazıi yaşslıi Areyliler tarafıindan bize aktarıildıi. Khurês’in kendisine rehberlik verdiğgi sanıilıir. Hıizıir’ıin ikrar verdiğgi bir zatmıişs. Bir gün Khal Ferat ev yapmak için ormanda ağgaç keser. O da tıipkıi Bamasurlularıin ceddi gibi öküz yerine tutup iki yıilanıi koşsar ağgaçlara. Khurês görür bunu yıilanlarla ağgaç çekerken. “Khal Ferat! sen bize kerametmi gösteriyorsun?” diye takıilıir. İItikatıina güvenmektedir. “Haşsa!” der Khal Ferat “yıilanlarıi ağgaçlara ‘Ya Khurês!’ diyerek koşstum!” Onun yaptıiğgıi bu evin kalıintıilarıi duruyor hâlâ. ................................................................................
BİIREYSEL KORUYUCU VE KILAVUZ OLARAK YILAN
Dersimli bava’larıin yıilandan başska kıilvuzlarıi da var. Örneğgin kıilavuzu kartal olan, kurt olan, masumu pak olan bavalar gibi. Masumu pak’ıi bir yana bıirakıirsak, kartal, kurt ve yıilanıin kıilavuzluğgunu adlandıirmakta zorlandıiğgıimıizıi sizlerle paylaşsmak istiyoruz. Bir an “koruyucu totem” mi demeliyiz, yoksa aşsağgıidaki söylencelerden okuyacağgıinıiz gibi “kıilavuz” mu demeliyiz diye düşsündük. Halk orada “kıilavuz” diyordu. Sonra “kıilavuz”da karar kıildıik. Neticede bu tanıim sözkonusu söylencelerin içeriğgini değgişstirmiyeceğgi gibi, dinbilimcilerin onlarıi başska tanıimlarla değgerlendirmelerine de engel teşskil etmemektedir. ................................................................................
Dewrês Sıileman’ıin Kıilavuzu Yıilanlar
Tornê Dewrês Dıili Bava Hesen:
“Kıizıilbel civarıinda salgıin hastalıiklar artmıişs. Önceleri salgıin hastalıiklar türedi mi birbirlerine yaklaşsmazlardıi. Evin damlarıina çıikıip bacadan içeriye seslenirlerdi. Dewrês Sıileman hastalanıir. Bir Talibi dama çıikıip kendisine seslenir. Dewrês Sıileman da buna “Evlat! yarıin sabah güneşsin ıişsıinlarıi “Bono Pil”in (Büyük Evin) sıirtıina vurur ve evden bir çift yıilan çıikıip (Yatıira doğgru) gittikten sonra, gelin beni defnetmeye götürün artıik!” der.
Bunlar sabahıi beklemişsler. Güneşsin ıişsıinlarıi evin sıirtıina vurmuşs. Sonra evden bir çift yıilan çıikıip gitmişs (Yatıira). Bunlar Dewrês Sıileman’ıin öldüğgünü anlamıişslar. Gidip Pir’lerinin cenazesini hazıirlayarak, bugün Yatıir olarak bilinen yere defnederler.” ................................................................................
Dewrês Dıil’ıin Kıilavuzu Yıilanlar
Tornê Dewrês Dıili Bava Hesen:
“Kıizıilbel’de Dewrês Dıil’ıin gelini gebeymişs. Artıik sancıilarıi tutar, doğgumu yaklaşsıir. Tıizvaz köyüne gelip, ebelik yapmasıi için Bava Usen’in hanıimıinıi götürmek isterler. “Onun eli iyi gelir!” diye söylerler. Bava Usen’in hanıimıi gidip ebelik yapar. Kadıin bir oğglan çocuğgu doğgurur. Ve bu yine evine döner. Üçüncü günü bir kömbe pişsirip kıizıina seslenir: –Gewa’m benim! Memesini yediğgim! Misafirlerimiz gelecek, kimse evde yok. Sen şsu kömbeyi alıip (Dıil) amcanıin gelinini ziyarete git! Gewe kömbeyi alıip Kıizıilbel’e gider. Bu Kıizıilbel’in yanıina varıinca, kadıinlar kendisine el sallıiyarak, –Korkma gel! köpekler malla birlikte gitti! diye bağgıirıirlar. Ana Sultan bunu alıip eve götürür. Bu eve gidince bakar ki Dewrês Dıil uyuyor. Bebeğgin beşsiğgi onun ayaklarıinıin ucunda, bebeğgin annesi de çocuğgun yanıinda oturmaktaymıişs. Bunlar hoşs beşs edip, hal hatıir sorarlar. Sonra Ana Sultan’la çocuğgun annesi kalkıip işslerine bakmak için odadan çıikarlar. Kıiza da, – Gewe’ciğgim! sen burda çocuğgun yanıinda dur, biz birazdan geliriz! derler. Gewe, gözlerini bir türlü Dewrês Dıil’dan ayıiramaz. Uyanacak mıi acaba diye merak içindedir. Bir de bakar ki onun yastıiğgıinıin altıindan bir çift yıilan çıikar. Bunlar biraz gelir sonra geri yine yastıiğgıin altıina çekilirler. Gewe’nin korkudan ödü kopar. Bu ayaklarıinıi kaldıirıip beşsiğgin üstüne koyar. Bakar ki o bir çift yıilan yine çıiktıilar. Başslarıinıi hafif çıikarıip yine geri çekilirler. Ana Sultan gelince bu, –Gelin! ben burda durmak istemiyorum! korkuyorum ben! der. O da,–Neden korkuyorsun, niçin korkuyorsun Gewe’ciğgim? diye sorar. Gewe der ki, –Amcanıin başsucundan bir çift yıilan çıiktıi! Ana Sultan hafiften gülümseyerek şsöyle der: –Korkma! memesini yediğgim! Onlar (yıilanlar) onun kıilavuzlarıi! Sen masumu pak olduğgundan sana görünmüşs onlar!” ................................................................................
Pirê Moru’n Kıilavuzu Yıilanlar
Xalıika Gülizare:
“Pirê Moru (Yıilanlarıin Piri) denen zata Bavaê Moru (Yıilanlarıin Bava’sıi) da denir. Bu beraberinde yıilan dolaşstıirıirmıişs. Tercan tarafıindandıi bu. Kıilavuzuymuşs yıilanlar bunun.” ................................................................................
MAL KORUYUCU VE RIZK VERİICİI OLARAK YILAN
Dersim İInancıi’nıin en temel özelliklerinden biri, “Wayıirê Çei” dedikleri “Ev ve Aile Tanrıisıi”na yer vermesidir kuşskusuz. Bununla ilgili ayrıintıilıi bir yazıi kaleme aldıiğgıimıizıi, konuyla bağglantıisıindan ötürü ilgi duyanlara hatıirlatmak isteriz. Ev ve Aile Tanrıisıi’nıin Dersim İInancıi’ndaki yerini belirlerken, onu, ev halkıinıi kötülüklerden, kötü cin ve perilerden, hastalıiklardan koruyan, rıizkıinıi veren, malıinıi ve kıismetini arttıiran ve nasibini koruyan bir tanrıi olarak karakterize ettik. Yine Dersimlilerin, evlerde çıikan alaca yıilanlarıi bu tanrıinıin üstüne saydıiklarıindan kutsadıiklarıinıi, karıişsmadıiklarıinıi da belirtmişstik.
Yazıimıizıin bu bölümünde ise yıilanlar yine koruyucu bir rolle karşsıimıiza çıikıiyor. Ya çeşsitli maddi varlıiklar yıilana dönüşsüyor, ya da koruyucu melekler insanlara yıilan donunda gözüküyorlar.
Birazdan okuyacağgıinıiz gibi yıilanlar zorda kalan insana kurtarıicıi olarak yetişstikleri gibi, onlarıin mallarıinıi koruyan ya da onlara rıizk verenler olarak da karşsıimıiza çıikmaktalar.
Bu bölümün de bir önceki bölümle birlikte ele alıinmasıi belki de en doğgru olandıi. Bava’lıirıin bireysel kıilavuzlarıi, ya da “koruyucu totem de diyebilirmiyiz” diye sesli olarak düşsündüğgümüz kıisıimla çok iç içedir bizim burada anlattıiklarıimıiz. Ama bu inançla ilgili dataylarıin çok net bir biçimde görülebilmesi için ayrıi ayrıi ele almayıi daha uygun bulduk. ................................................................................
Ana Vilike’nin Örükleri Onu Koruyan Yıilanlara Dönüşsüyor
Burada bir de “Morê Çê Aliyê Mıistefay” (Aliyê Mıistefa Ailesinin Yıilanlarıi) adıiyla bilinen aile ve yıilanlarıina değginmek gerekir.
Aliyê Mıistefay giller Merga Derge adıiyla tanıinan yerde otururlarmıişs. Bunlarıin soyu taa Derıikê Masuku denen yerde mekan tutan Dewrês Eylas’a kadar uzanıir. Ama Aliyê Mıistefay’ıin Yatıirıi (Hewsê Aliyê Mıistefay) Merga Derge’dedir.
Aliyê Mıistefay keramet sahibi bir ermişs. Ama onun yaşsadıiğgıi devir çok kötüymüşs. Eşskiyalarıin kimseye göz açtıirmadıiğgıi bir zamanmıişs. Yollarıi keser, yerleşsim yerlerine baskıinlar düzenler ellerine ne geçtiyse alıip götürürlermişs.
Aliyê Mıistefay’ıin kıizkardeşsi varmıişs. Adıi “Ana Vilike”dir. Ana Vilike’nin önünde boynuna taktıiğgıi gümüşs bir gerdanlıiğgıi, altıinlarıi ve boncuklarıi varmıişs. Eşskiyalar bir gün bunun önünü kesip, onun boynuna taktıiğgıi bu değgerli takıilarıi almaya çalıişsmıişslar.
Ana Vilike bunlara yalvarıir,–Ne olur altıinlarıimıi, gümüşslerimi almayıin!.. Ben falan kişsinin kıizıiyıim... falan kişsinin tornuyum...der ama söz geçiremez. Bunlar el atıip takıilarıi almaya yeltenince, Ana Vilike’nin örükleri birer yıilan olup bunlarıin ellerine saldıirıirlar. O da eşskiyanıin zulmünden böylelikle kurtulur.
Dua ve dileklerde, beddualarda ya da Hak’ka yakarıişsta “Morê Çê Aliyê Mıistefay” (Aliyê Mıistefafy Ailesinin Yıilanlarıi) diye tanıinan bu yıilanlarıi da zaman zaman anarlar. ................................................................................
Kıizıilbelli Khurêslilerin Otu Ahıirda Yıilanlara Dönüşsür
Dursıinê Khali (bir adıi da Dursıinê Muxtari’dir) atlıi olarak Kıizıilbel’e gider. Önce kıisrağgıinıi ahıira çeker. Ahıirdaki ottan bir tutam kıisrağgıina vermek isteyince, ot elinde yıilan olur. Bir daha dener yine öyle...
Bava Baqıir ahıira gelip buna, –Neden kıisrağgıina ot vermiyorsun? diye sorar. Dursıinê Khali kendisine, –Sizden destur olmayıinca ben nasıil vereyim ki! diye cevaplar. Bundan sonra ancak, atıin önüne ot atabilir. ................................................................................
Tarlada Sahipsiz Bıirakıilan Buğgdayıi Koruyan Yıilan
Bava Zeynel:
“Quzveran köyüne doğgru bir yerde, köylünün biri ekinini biçer. Buğgday danelerini çıikarıip mühürledikten sonra tarlada bıirakıip eve gelir. Hıirsıizlar bunu fıirsat bilip buğgdayıi çalmaya giderler. Buğgdayıin üstünde top olup duran büyük bir yıilan bunlarıi buğgdaya yaklaşstıirmaz.” ................................................................................
Dewrês Sıileman’ıin Örkeni Kocaman Bir Yıilan Olur
Bava Rıiza:
“Kıizıilbel’in beyi (ağgasıi) Ağgveran beyiymişs. Bir Türk’müşs bu. Dewrês Sıileman’ıin öküzü kendisini Kıizıilbel’de yere atıinca, o da burada konaklamaya karar verir. Bey, Dewrês Sıileman’nıin yardıimıiyla murada erer, hanıimıi gebe kalıip bir erkek çocuğgu doğgurur. Kendisine iyi haberler ulaşsıir. Bizzat kendi gözleriyle onun kerametlerini görürler. Böylelikle onlarıin burda kalmasıina Bey razıi olur. Oturup Kıizıilbel’in icarıinıi belirlerler. Bey der ki, –Her yıil bir örken ve bir keçi! Dewrês Sıileman kabul eder.
Bu bir gün beyin icarıinıi talibi Sıilemanê Ali’ye verip evine gönderir. Onlar da keçiyi götürüp ağgıila korlar, örkeni de götürüp yüklüğgün üstüne atarlar.
Sonra bir ara evin hanıimıi içeriye gidip bir de bakar ki ne görsün, koskocoman bir yıilan yüklüğgün üstünde toplanmıişs bir vaziyette duruyor. Bunun gözleri yıilana ilişsince birden olduğgu yere yıikıilıiverir.
–Hanıim öldü! diye söylenirler.
Herkes koşsup buraya gelir. Kocaman bir yıilanıin yüklüğgün üstünde toplu biçimde durduğgunu kendi gözleriyle görürler.
–Bey’in evinde yıilan türedi! diye bir laftıir alıir gidir.
Daha bu olay soğgumadan bu kez de, –Ağgıil yanıiyor! Ağgıil dumandan görünmüyor! diye bağgıirıip çağgıirlar.
Bey, bunlarıin sebebinin Dewrês Sıileman’ıin verdiğgi örkenle keçi olduğgundan şsüphelenir. Tutup Sıilemanê Ali’ye getirtir.
Sıilemanê Ali, –Ne oldu? Nedir? Neyin nesidir? diye sorar.
Bunu içeriye götürerek yüklüğgün üstündeki yıilanıi gösterirler. Bakar ki onlarıin yıilan dediğgi örkenin kendisi. Örkeni yüklükten aşsağgıi indirerek, –Siz bu örkene mi yıilan diyorsunuz?.. Konkmayıin yıilan değgil ki bu!.. diye yatıişstıirmaya çalıişsıir. Bunlar Sıilemanê Ali’yi ağgıila götürerek, Dewrês Sıileman’ıin verdiğgi keçinin boynuzlarıinıin üstünde yanan iki mum gösterirler.
Ağgveran beyi örkeni Sıilemanê Ali’ye verip, keçiyi de önüne katarak, –Bak biraderim! Dewrês’in şsu örkeniyle keçisini al, bir an önce götür buradan! der.” ................................................................................
Mıitıili Bava Doğgan’ıin Yiyecek Unu Kara Bir Yıilanıin Ağgzıindan Akarmıişs
Xalıika Gülizare:
“Mıiti’den tarafa bir Bava Doğgan ailesi var. Bunlar ŞSex Hemedli ocağgıindandıir.
Bu aile hiç ekin ekmemişs, reçberlik yapmamıişs ve harman savurmamıişstıir. Ama bunlarıin evinde unlarıi da eksilmezmişs. Unlarıi, evin yanıinda içinde ziyaretin olduğgu ayrıi bir evdeymişs. Kilitliymişs burasıi. Burada, kara bir yıilanıin ağgzıindan unlarıi akarmıişs.
Çocuklarıi evlenmişs ama gelin halktan biriymişs, ocakzade değgil yani. Unun aktıiğgıi yerden habersizmişs. Gelini büyük bir merak sarar. Bakar ki ne tarla ektikleri var bunlarıin, ne harman çıikardıiklar, ne de değgirmene gittikleri; ama yine de unlarıi bir türlü bitmek bilmiyor. Nereden çıikarıip getiriyorlar bunlar bu unu?
Ve bir gün gidip gizlicene ziyaretin olduğgu eve bakar ki, un kara bir yıilanıin ağgzıindan akıiyor. Gelinin görmesinden dolayıi bu kerametin ardıi kesiliyor ve orada bulunan unlar da kepeğge kuma dönüşsüyorlar.
Bu olaydan sonra civardaki halk, yıilanıin önündeki bu kepekli kumdan götürerek, hem “teberıik” dedikleri evdeki kutsal maddelerin içine katarlar, hem de yoğgurt mayasıi niyetine süte atmaya başslamıişslar.” ................................................................................
GENEL OLARAK HALK İINANCINDA YILAN
Yazıimıizıin bu son bölümünde Dersim’de yıilana dair anlatıilan kıisa söylence, anlatıi ve halk inançlarıindan bazıilarıina yer vermeye çalıişsacağgıiz ki konu bir bütünlüğge kavuşssun. ...................
Xalıika Gülizare:
*Yıilanıin gömleğgini süt kaynatıirken altıinda yakarlar. Bununla yağgıin artacağgıina, nazar değgmiyeceğgine inanıirlar.
*Yine yıilanıin gömleğgiyle kadıinlar saçlarıinıi bağglarlar. Bununla da saçlarıinıin uzuyacağgıina inanıirlar.
*Bir sürünün çobanlarıi malıi güderken bir gün bir yer çatlağgıinda iki yıilan görürler. Bunlar bir değgnek gibi uzun ve çatlakta uzanıik haldeylermişs. Çobanlar ellerindeki değgnekle bunlarıi dürterler. Yıilanlar hareket ederlerse de olduklarıi yerde dururlar. Bunlarıi olduklarıi yerden çıikarmazlar bir türlü. İIkinci gün yine gelip bunlara bakarlar ki, yıilanlar bir ağgaç gibi budak salmıişslar. Durumu bava’lara bildirirler ve bava’lar gelip bunlara bakıinca “Bunlar Ziyarettir!” derler. Sonra da hemen yanlarıina oturup Hak’ka yakarıirlar. Bu yakarıişs esnasıinda yıilanlarıin sıir olup gittiğgi söylenir.
*ŞSahıi Maran öldürülmüşs ama yıilanlarıin bundan haberi yok. Eğger bunu bir bilseler dünyayıi mahf ederler. .....................
Bava Dewrês:
*Bazıi yıilanlar evcildir. İInsana dokunmazlar. Bunlardan bazıilarıi kazanda süt kaynatıildıi mıi tavandan aşsağgıiya süt içmek için sarkarlar.
*Bizim Khurêslilerden biri bir yıilan öldürür. O gece bunu rüyüsıinda görür. Ve bu yaptıiğgıina çok pişsman olur.
*Muso Xêx iki yıilanla konuşsmaktaymıişs. “Git!” der, giderler; “Dur!” der dururlar. Başslarıinıi kaldıirıip ona bakarlarmıişs. Oradan geçen iki kişsi bununla karşsıilaşsıirlar. Buna, –Musa! sen o yıilanlara söyle yolumuzdan çekilsinler, biz kendimize Pülümür’e gideceğgiz. derler. Musa yıilanlara, –Bıirakıin onlarıi, onlar yolcular, Pülümür’e gidecekler! diye seslenir. Yıilanlar bunlara elleşsmezler. Musa bu yolculara yıilanlarıi göstererek, –Ben de bu arkadaşslarıimla kendimize Pülümür’e geleceğgiz! diye artlarıindan söylenir. ..............................
Başskalarıindan derlediklerimiz:
*Eğger birinin nazarıindan korkuluyorsa ona “Arkandan yıilan geçti!” denir ki nazarıi değgmesin.
*Hıizıir, bir ilaç yapar ve bunu bir saksağgana verir der ki, –Bu ilacıi götürüp insanlarıin üstüne serpişstir ki, artıik uzun ömürlü olsunlar, çok erken yaşslanmasıinlar! Saksağgan gelip bir çam ağgacıina konar. Ve Hıizıir’ıin sözünde durmayarak, ilacıi onun kullarıi yerine kendi başsıina serper. Bu arada ilaç ortalıiğga saçıildıiğgıindan, bundan hem çam ağgacıi ve hem de ağgacıin altıinda bulunan bir yıilan nasibini alıir. Bu nedenle insanlarıin ömrü kıisadıir. Ama saksağganıin, çam ağgacıinıin ve yıilanıin ömrü bir hayli uzun.
*Aynıi söylencenin birçok variyantıi var. Bunlardan birisini de Xalıika Gülizare anlattıi. Bu anlatıida ilacıi veren Hıizıir değgil de ŞSahıi Maran’dıir (Saê Moru).
*(Kemerê Saê Moru) ŞSahıi Maran Ziyareti:
Qıirdıim tarafıinda bir kayalıikta o kadar çok yıilan var ki haddi hesabıi yok bunlarıin. Memedê Mıikaili bir gece rüyasıinda ŞSahıi Maran’ıin bu kayalıikta olduğgunu görür. Sabah erkenden yaptıiğgıi ilk işs bir malıinıi getirip bu kayalıiğgıin üstünde ŞSahıi Maran’a kurban etmek olmuşs. Yöre halkıi bu kadar yıilanıin bu kayalıiğga toplanmasıinıin nedenini ŞSahıi Maran’ıin burda olmasıina bağglar. Dersim’deki ziyaretlerden biridir. Buradan geçtiklerinde kayalarıi öperek niyaz ederler.
*Balaban Deresi’nde bir evde alaca yıilanlar çıikar. Cahilin biri kalkıip bu yıilanıi öldürür. Yıilanıi öldürdükleri gün, kurt mala saldıirıir ve içinden birini dahi sağg bıirakmaz.
*Yıilan öldürüldüğgünde mutlaka yere gömülmelidir. Gün batmadan, karanlıik olmadan yıilanıin ruhu bedeninden ayrıilmaz. Yıildıizlar çıikmadan yıilan ölmüyor.
*Birbirlerine dolanan iki yıilan görüldü mü bunlara karıişsıilmaz. Bunlarıin “müsahip olduklarıina” inanıirlar. Bazıilarıi tutup bunlarıin üstünü bir eşsarpla örter ve bunlardan dileklerde bulunurlar. “Eğger böyle yaparsan tanrıi ne dileğgin varsa sana verir!” diye inanıirlar.
*Bir yıilan da var ki bunda elmas taşsıi bulunur. Buna “Moro Kor” (Kör Yıilan) denir. Görmiyor bu. Elmas taşsıinıi yanıina indirip akşsam onun ıişsıiğgıinda otlamaktadıir. Bazıilarıi yıilandan bu taşsıi kapıip kaçarlar. Bu durumda bir ıirmağgıin sularıindan karşsıi yakaya geçmeleri gerekir. Çünkü yıilan suya sorduğgunda, su buna “Ben görmedim!” diyor. Bir de yanlarıinda ateşs külü olmasıi gerekir. Külde elmas taşsıi ıişsıik vermez de ondan.
*Bava Xıidıir Almanya’da çalıişsarak memlekette kendine bir ev yapmıişs. Aliyê Makıili buna, –Bize bir toklu kes de yiyelim!der. Bava Xıidıir buna der ki: –Ben daha yeni ev yaptıirdıim. Param yok ki! Sana nereden para getirip toklu keseyim! Aliyê Makıili buna kıizıip, –Evine yıilanlar dolsun! diye beddua eder. Gerçekten de eve yıilanlar dolar. Kurbanlar kesip Aliyê Makıili’ye yalvarıirlar. Gönlü alıinıinca gelip, –Çıikıip gidin! diye yıilanlara seslenir. Ve yıilanlar evden çekilirler. --------------------------------------------------------------------------------
[i]Nuri Dersimi, a.g.e., s.95–98. [ii]Hasan Efendi, Varlıiğgıin Doğguşsu, Yay. Haz. Pir Sultan Özcan, s.2o9.
|